Adnan Benk


Yönetmen

Doğum Tarihi - 14 Şubat 1922, Paris
Ölüm Tarihi - 19 Ocak 1998, İstanbul

Liseyi Saint-Joseph'te bitirmiş ve 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Fransız ve Roman dilleri Filolojisine girmiştir. 1946 yılında mezun olduğu bu bölümde asistan olarak kalmıştır. Emekli olduğu 1982 yılına kadar, onun bilge kişiliğine ve insanlığına hayran olmuş yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. 1982 / 1985 yılları arasında "Çağdaş Eleştiri" dergisinin editörlüğünü yaptı. Adnan Benk hocalığının yanında ansiklopedi çalışmaları, çevirmenlik, eleştirmenlik, dergi yöneticiliği gibi birçok önemli işi son derece başarılı yapmıştır. Edebiyat, tiyatro, müzik, sinema ve plastik sanatlara ilişkin eleştiri ve deneme yazıları bulunan Benk, Büyük Lügat, Meydan Larousse Ansiklopedisi'nin çeviri bölümünü ve Türkiye Ansiklopedisi'ni yönetmiştir. Öykü ve roman çevirisi de yapan Benk, Gelişim Yayınları tarafından çıkarılan Büyük Larousse Ansiklopedisi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini üstlenmiştir.

1963'te "Aktamar" belgeselinin yönetmenliğini yapmıştır. 1956'da "Hitit Güneşi", 1965'te "Ben Asitavandas" belgesellerinin Özgün müziğini yapmıştır. "Ben Asitavandas" belgeseli ile 1965'te İtalya Paddua Üniversitesi 10. Ulusal Film Şenliğinde İkincilik Ödülü almıştır.

19 Ocak 1998 de aramızdan ayrılan değerli Hocanın Eleştiri yazılarını öğrencileri ve dostları 2000 yılında kitaplaştırmışlar ve yayınlamışlardır. İki cilt olarak Doğan yayıncılıktan çıkan bu kitap Hocanın bilgeliğini, titiz eleştirmenliğini ve birazda öğretmen yönünü ortaya koyan eserlerdir. Öğrencilerinin her birinde yaşadığına inandığımız bu sade ama bilge insanın ölümsüzler arasında yerini aldığına inanıyoruz.

Yönetmenliğini Yaptığı Belgesel Filmler

Ben Asitavandas - 1963
Aktamar - 1963 / Adnan Benk, Mazhar Şevket İpşiroğlu

Diğer Filmografisi

Ben Asitavandas - 1963 .... Film Müziği
Ben Asitavandas - 1963 .... Kurgu
Hitit Güneşi - 1956 .... Film Müziği

ÖDÜL ALDIĞI BELGESELLER

Ben Astividas - İtalya Paddua Üniversitesi 10. Ulusal Film Şenliği, İkincilik Ödülü. 1965

Yayınlanmış Eserleri

Eleştiri Yazıları ( 2 Cilt )





Kaynak

Ben Asitavandas - 1963
Filmlerle Anadolu Destanı Yazmak, Cenk Demirkıran, 2011, Sayfa 67

Aktamar (Doğu Anadolu'da Bir Dünya Tapınağı) - 1963
Filmlerle Anadolu Destanı Yazmak, Cenk Demirkıran, 2011, Sayfa 47

Fotograf ve Bilgi Kaynağı - Ender Üstüngel
ender.ustungel @ sj.k12.tr
icq : 3799308 / sj.k12.tr






Adnan Benk 1941
Paris, 14.02.1922 - İstanbul, 19.01.1998
Okul no: 476

Adnan Benk 1922 de Paris te doğmuştur. Liseyi Saint-Joseph te bitirmiş ve 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Fransız ve Roman dilleri Filolojisine girmiştir. 1946 yılında mezun olduğu bu bölümde asistan olarak kalmıştır. Emekli olduğu 1982 yılına kadar, onun bilge kişiliğine ve insanlığına hayran olmuş yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir.

Adnan Benk hocalığının yanında Ansiklopedi çalışmaları, çevirmenlik, eleştirmenlik, dergi yöneticiliği gibi birçok önemli işi son derece başarılı yapmıştır. Edebiyat, tiyatro, müzik, sinema ve plastik sanatlara ilişkin eleştiri ve deneme yazıları bulunan Benk, Büyük Lügat, Meydan Larousse Ansiklopedisi'nin çeviri bölümünü ve Türkiye Ansiklopedisi'ni yönetmiştir. Öykü ve roman çevirisi de yapan Benk, Gelişim Yayınları tarafından çıkarılan Büyük Larousse Ansiklopedisi'nin Genel Yayın Yönetmenliğini üstlenmiştir.

1963'te "Aktamar" belgeselinin yönetmenliğini yapmıştır. 1956'da "Hitit güneşi", 1965'te "Ben Asitavandas" belgesellerinin Özgün müziğini yapmıştır. "Ben Asitavandas" belgeseli ile 1965'te İtalya Paddua Üniversitesi 10. Ulusal Film Şenliğinde İkincilik Ödülü almıştır.

19 Ocak 1998 de aramızdan ayrılan değerli Hoca nın Eleştiri yazılarını öğrencileri ve dostları 2000 yılında kitaplaştırmışlar ve yayınlamışlardır. İki cilt olarak Doğan yayıncılıktan çıkan bu kitap Hoca'nın bilgeliğini, titiz eleştirmenliğini ve biraz da öğretmen yönünü ortaya koyan eserlerdir.

Öğrencilerinin her birinde yaşadığına inandığımız bu sade ama bilge insanın ölümsüzler arasında yerini aldığına inanıyoruz.



Hayatı

Mehmet Rifat'ın verdiği bilgilere göre, Adnan Benk 1922 yılında Paris'te doğmuştur. 1941 yılında Saint-Joseph Fransız Lisesi'ni ve 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız ve Roman Dilleri ve Edebiyatları Bölümü'nü bitirmiştir; asistan olarak girdiği bu bölümde 1950'de doktor, 1954'te doçent olmuştur. 1982 yılında doçent olarak emekliye ayrılmıştır.

Adnan Benk, 1947'de “Hamilkar' ın Hazinesi: Metin Tahlili” adlı yazısıyla girdiği eleştiri dünyasında çok sayıda yazı yayımlamıştır. 1950'den sonra Dünya gazetesi ve Küçük Dergi gibi yayın organlarında tiyatro, edebiyat, müzik ve Güzel sanatlar alanında yazdığı eleştiri yazılarıyla tanınmıştır. 1961'den sonra, kaleme aldığı yazıların sayısında önemli bir düşüş görülür.

Adnan Benk geniş bir konu yelpazesinde eleştiriler ve denemeler yayımlamıştır. Edebiyattan, tiyatroya, müzikten Güzel sanatlara, siyasetten film araştırmalarına kadar bir çok konuda yaptığı değerlendirmelerle, yalnızca bir alanda kalem oynatan eleştirmenlerin aksine arkasında çok renkli bir yazı birikimi bırakmıştır. Adnan Benk, bu özelliklerinden başka, belgesel film çekimiyle de ilgilenmiş, yönettiği belgesellerle ödül almıştır. 1956 yılında çekilen “Hitit Güneşi” ilk belgesel film deneyimidir. Bu belgeselin müziğini H. Kicher ile birlikte hazırlamışlardır (“Hitit Güneşi”). 1963 yılında Mazhar Şevket İpşiroğlu ile birlikte çektikleri “Akdamar”dan sonra, “Adnan Benk'in yönettiği, müziğini bestelediği “Ben Asitavandas”, İtalya'da Padua Üniversitesi'nin düzenlediği X. Uluslararası Film Şenliği'nde ‘eski bir sanat eserinin özgür ve Çağdaş yorumlanmasında yeni bir araştırma' şeklinde değerlendirilerek, sanat belgeseli dalında ikincilik ödülü aldı (1965). Bu ödül tümü Türkler'den olu Şan bir ekip tarafından ger çekleştirilmiş, belgesel film dalında kazanılan ilk ödül oldu” (Ayar, “Ana hatlarıyla Türkiye Belgesel Film Tarihi”).

Adnan Benk'in başka alanlarda da yapıtlarının olduğu bilinmektedir. 1944 yılında yayımladığı Sükûtun Hatalar ı adlı bir şiir kitabı bulunmaktadır (“Yaşam öyküsü” 12). Ayrıca Yusuf Çotuksöken, Benk'in resim çalışmalarının olduğunu ve keman çaldığını söylemektedir (Kişisel Görüşme). Bestecilikle de uğraşmış ve bazı belgesel filmlerin müziğini bestelemiştir.

Adnan Benk'in birbirinden değişik alanlarda ürün vermesi elbette edebiyatımızda sık görülen bir durum değildir.

Benk, sıra dışı kişiliğiyle, bilgi birikimiyle ve benimsediği üslûpla Türk edebiyatında ön plana çıkan bir eleştirmendir. Eleştiri anlayışı bakımından da özel bir yere sahiptir. Bu yüzden sadece yazdıkları ile değerlendirilirse, edebiyatımızdaki yerini doğru bir biçimde belirlemek mümkün olmayabilir. Üslûp ve yöntem bakımından bağlı olduğu edebiyat akımlarının veya eğilimlerinin ortaya çıkartılması, ancak benzer alanlarda yapıtları olan eleştirmenlerle yapılacak karşılaştırmalar sayesinde mümkün olur. “Adnan Benk ve Türk Edebiyat Eleştirisi” başlıklı çalışmada, sadece Adnan Benk'in ele alınmaması, art s üremli ve eş süremli bir inceleme içinde karşılaştırmalara tabi tutulması Benk'in tarihî süreklilik içindeki yerini belirlemek amacına yöneliktir.

Yapıtları

Genel g örünüm bakımından Adnan Benk'in yapıtları bir bütünlük sağlamaktan uzaktır. Burada “yapıt” s özü ile ifade edilmek istenen yazıları ve eleştirel tutumunu yansıtan, Benk'in kurucusu ve yöneticisi olduğu Çağdaş Eleştiri dergisidir. Yaptığı çeviriler, çıkarılmasına katkıda bulunduğu ansiklopediler ve dergiler incelemenin dışında bırakılmıştır. Benk, yazılarını yoğun olarak yayımladığı 1950'li yıllarda, çoğunlukla, günceli yakalamayı hedef alan kısa yazıları tercih etmiştir. Bu yazılarda güncel polemiklerin ve edebiyat tartışmalarının, Metin analizlerine g öre çoğunlukta olduğu söylenebilir. Bu eğilimin dışındaki yazıları da, İ. Ü. Edebiyat Fakültesi'nde 1950 yılında verdiği “Okuyucunun Eser Boyunca Gelişmesi” başlıklı doktora tezinin makaleler haline getirilmesinden oluşmaktadır. Bunların dışındakiler, bir yapıtın üstünde odaklanmış, ancak üç-dört sayfayı aşmayan yazılardır. 1950'li yıllarda kaleme aldığı yazıların önemli bir bölümü tiyatro, sinema, müzik ve Güzel sanatlar eleştirisidir. Edebiyat ile ilgili yazılar, diğer yazılara oranla daha az yer tutmaktadır. Benk, yazılarındaki Sert üslûbu ve kuramsal görüşleriyle ideolojik tartışmaların dışında estetik beğeniyi ön plana çıkarmıştır. Bu yönden o yıllarda önemli bir boşluğu doldurduğu söylenebilir.

Adnan Benk'in 1960'l ı ve 1970'li yıllarda yayımladığı yazı sayısında bir d ü ş ü ş g örülür. Bu yıllarda Benk, belgesel film çekimiyle uğraşmış, Meydan Larousse gibi ansiklopedilerin yayınına katkıda bulunmuştur. 1980'li yıllara geldiğimizde Adnan Benk'i dergicilikle uğraşırken buluruz. Adnan Benk'in yazıları kadar önemli bir diğer yapıtı da, 1982-85 yılları arasında kurduğu ve y önettiği Çağdaş Eleştiri dergisidir. Bu dergide eleştirimizin ve edebiyatımızın önemli adlar ı yazılar yayımlamışlardır. Melih Cevdet Anday, Enis Batur, Akşit Göktürk, Berna Moran, Ahmet Oktay, Emin Özdemir ve Sevda Şener derginin yazarları arasındadır.

Çağdaş Eleştiri dergisinde yayımlanan söyleşiler pek çok yönden önem taşımaktadır. Bu söyleşilerde, Melih Cevdet Anday, Edip Cansever ve Yaşar Kemal gibi Türk edebiyatının önde gelen adları yer alır. Macit Gökberk ile Türk dili, İlhan Usmanbaş ile müzik, Ömer Uluç ve Nuri İyem ile resim üzerine yapılan söyleşiler, T ürk sanatının Ünlü adlarını bir araya getirir.

Anılan söyleşileri yapanlar da edebiyat dünyasının önde gelen kişileridir. Adnan Benk'in de katıldığı söyleşilerde, Enis Batur, Edip Cansever, Cevat Çapan, Akşit Göktürk, Şükran Kurdakul, Nuran Kutlu, Önay Sözer, Sezer Tansuğ, Tuğrul Tanyol ve Tahsin Yücel söyleşiyi yapanların arasındadır. Günümüzün en etkin edebiyat ve sanat insanlarının bu dergide buluşması dikkate değerdir.

Derginin bir diğer önemli yanı da yayımlanan “kaynakça” çalışmalarıdır. “Kaynakça” başlığı altında derginin hemen her sayısında, Batılı yazarlarca geliştirilmiş kuramların metinleri, Adnan Benk ve diğer edebiyat insanları tarafından çevrilmektedir. Dergide Rus Biçimciliği üzerine Boris Eikenbaum, Tzvetan Todorov ve Boris Tomaşevskiy'den, ruhbilim ve yazın ilişkisi üzerine Anne Glancier'den, alımlama estetiği üzerine Wolfgang Iser'den, roman kuramı üzerine Mikail Bakhtin'den, yapısalcılık üzerine Roland Barthes'tan çevirilere yer verilmiştir. Yayımlanan çeviriler yoluyla, Çağdaş edebiyat kuramlarının Okur tarafından tanınması sağlanmak istenmektedir. Böylelikle, sadece yabancı dil bilenlerin ulaşabileceği kaynaklar, bu dilleri bilmeyen veya bu kaynaklara ulaşamayan okurların kullanımına açılmaktadır. Bu kitlenin bugün bile hiç de azımsanmayacak bir sayıda olduğu Göz önünde tutulursa, çevirilerin ne derece yararlı olduğu anlaşılır.

Yabancı edebiyatlardan yapılan çevirilerin yanı sıra, dergide okurun ulaşamayacağı eski edebiyat metinlerinden bugünkü Türkçeye uyarlanmış parçalar da yayımlanmaktadır. Ahmet Mithat Efendi'den, Namık Kemal'den, Neşrî'den, Mehmet Rauf'tan ve Cenap Şahabettin'den yapılan çevirilerle önem taşıyan metinlerin günümüz Türkçesine uyarlanarak yayımlanması, geçmişle arasında bir dil engeli bulunan Çağdaş okurun yararlanabileceği bir çalışmadır.

Dergideki söyleşilerde başvurulan bir başka yol da dikkat çekicidir. Söyle şenlerin kullandıkları Batı kaynaklı kavramlar veya akımlar, yapıtla ilgili özellikler ve söyleşide adı geçen kişiler söyleşinin akışından bağımsız olarak, kavramın veya adın geçtiği yerde bir veya iki paragraf ile açıklanmaktadır. Bu açıklamalar, bir ansiklopedi maddesini andırır biçimde sıkıştırılmış bilgiler içerir. Bu ansiklopedik bilgilerin konuları arasında şunlar bulunmaktadır: “Yaşar Kemal ile Kapalı Oturum” söyleşisinde “Ak ile Sarı” (29), “Görüş Açısı” (44-45), “Yadırgatıcılar” (68); “Nuri İyem ile Tartışma” söyleşisinde “Uzam ve Bakış” (214-7); “ Ömer Uluç ile Konuşma: Her Resim Yeni Bir Sorunsalı Çözer... Ve Getirir” söyleşisinde “Kübizm” (251), “Soyut Resim” (253), “Kandinskiy” (254), “ İzlenimcilik” (257), “Konstrüktivizm” (268), “Afrika Sanat ı” (291); “İlhan Usmanbaş'ın Özgürlüksüz Özgürlükleri” söyleşisinde “Onkiton, Dizisel, Tondışı, Rastlantısal” (306-307), “'Bakışsız Bir Kedi Kara' (197 0)” (316-317), “Adorno Kim?” (332), “Onkiton Terimleri” (332). Başlıklar incelenirse görülür ki açıklamalar, söyleşinin içinde okurun aşina olmadığı kullanımlara yöneliktir. Bu yöntem uygulanarak söyleşi, söyle şenlerin arasında bir d ü ş ünce alışverişi olmaktan çıkarılıp okura mal edilmektedir.

Çağdaş Eleştiri'de sürdürülen “kaynakça” başlığı altında kuramsal metinlerine yer verilmesi ve eski edebiyat metinlerinin sadeleştirilerek yayımlanması ve söyleşilerde okuru bilgilendirmeye dönük ansiklopedi maddesi biçiminde açıklamalara yer verilmesi olarak özetlenebilecek olan uygulamalar, aslında iki önemli yarar sağlıyor. Türk edebiyatında eksikliğinden hep söz edilen kuramsal yazıların çevirileri yayımlanarak ve söyleşilerdeki açıklamalar yoluyla akım, kavram ve kişiler okuyucuya tanıtılarak Çağdaş kuramsal görüşlerin bilinmesine katkıda bulunuluyor. Eski edebiyat metinlerinin yayımlanması yoluyla da bugünkü okura yabancı olan Türk tarih ve edebiyatına Işık tutuluyor, böylelikle de kültür sürekliliği sağlanıyor. Bu iki uygulamanın Türk kültürünün sıkıntılarını çektiği güncel gelişmelere ve köklerindeki dünyaya ula şamama sorununun çözümüne bir katkı yapmak amacını taşıdığını söylemek mümkündür.

Genel olarak bakıldığında Adnan Benk'in yapıtlarının ele aldığı alanlar bakımından bütünlük sağlamaktan uzak olduğu, buna karşın renkli bir konu yelpazesine dağıldığı g örülmektedir. Adnan Benk'in yazıları ana hatlarıyla iki b ölüme ayrılabilir: Polemik yazıları ve kuramsal-kavramsal bakışın hakim olduğu yazılar. Bu ayrımın ölçütü, ele alınan yazılardaki Baskın öğenin polemik üslûbu mu, yoksa kuramsal-kavramsal bakış mı olduğudur. Polemik yazılarında da kuramsal-kavramsal bakışa sıkça rastlanır; ancak bu bakışın Baskın olduğu söylenemez. Tutarlı bir biçimde sürdürdüğü eleştiri anlayışı ve kuramsal görüşleri, hemen her yazısında dikkati çekmektedir.



Eserleri

Eleştiri Yazıları / IV, Okuyorum, Öyleyse Varım, Nisan 2002
Eleştiri Yazıları / III, Çağdaş Eleştiri / Söyleşiler Yazılar, Şubat 2001
Eleştiri Yazıları / II, Ekim 2000
Eleştiri Yazıları / I , Ekim 2000
Bir Kış Günü, Öğleden Sonra (M. DUras) (Çeviri), 1989
Gönülçelen (J. D. Salinger) (Çeviri), 1967
Katır İnadı (G. Guareschi) (Çeviri), 1957
Mahvolan Şaheser (Balzac) (Çeviri), 1944
Sükûtun Hataları (Şiir), 1944



Kaynak
http://www.sj.k12.tr/html/unluler/adnan_Benk/adnan-Benk-00.html