Yapım Tarihi - 1998
Süre - 00:42:00
Bölüm Sayısı - 9
Format - Uzun Belgesel, Renkli, Türkçe
BSB Arşiv No - 324
Yönetmen - Mustafa Ünlü
Yapımcı - Ali İnandım
Yapım Koordinatörü - Selda Meral
Araştırma ve Redaksiyon - Hikmet Bila
Metin Yazarı - Rıdvan Akar
Kameraman - Rıdvan Akar
Seslendiren - Mehmet Ali Birand
Müzik - Emrah Özdemir, Kyble Grubu, Michael Sapp, Barbara Degener
Kurgu - Shakti Yapım
Yönetmen Yardımcısı - Murat Baykara
1973 - 1983 yıllarında, iki asker darbe arasinda Türkiye'nin yakin tarihinden
bir kesit "12 Eylül''e nasil gelindi, hangi oyunlar oynandi, neler yasandi? Bir
Askeri darbe nasil gerçeklesti, Yeni bir dönem nasil basladi?" sorularini,
dönemin 135 tanigi ya da basrol oyuncusunun agzindan aktaran, toplam 7 buçuk
saat - 9 bölümlük, son yilda Türkiye'de yapilmis en genis kapsamli yakin tarih
belgeseli. Belgeselin yapimi sirasinda 50 saatlik görüntü arsivinden
yararlanildi. Kahramanmaras, Çorum, Malatya, Sanliurfa, Ankara, Izmir, Ordu,
Çanakkale, Mugla, Antalya ve Istanbul'da, ABD, Ingiltere, Almanya'da çekimler
yapildi.
1. Bölüm - 12 Mart Kasirgasi
Deniz, Yusuf, Hüseyin-Milli Sef Devriliyor - Darbenin Rövansi - Liderlere Ölüm
Tehdidi - Meclis Direniyor - Yeniden Demokrasi - Sürpriz - Atesle Barutun
Koalisyonu (CHP - MSP) Muhsin Batur, Kenan Evren, Turgut Sunalp, Bülent Ecevit,
Süleyman Demirel, Cüneyt Arcayürek, Nahit Mentese, Orhan Birgit, Ferruh Bozbeyli,
Metin Toker, Oğuzhan Asiltürk ve digerleri anlatiyor.
2. Bölüm - Savas ve Baris
Kibris Harekati - Cendere - Hashas - Ambargo - Cepheler Kuruluyor - Kivilcim
Çakiyor Yangin Basliyor - Savasin Labaratuari O.D.T.Ü - Yeni Cepheler - Apocular
- Unutulmus Bir Kan Davasi - Asala - Enflasyon Canavari - Kader Aglarini Örüyor
- Ordunun Zirvesine Demirel Müdahalesi.
Bülent Ecevit, Coskun Kirca, Süleyman Genç, Haluk Ulman, Oğuzhan Asiltürk,
Süleyman Demirel, Taha Akyol, Yasar Okuyan, Can Özbay, Zülfü Canpolat, Çetin
Yetkin, Oğuzhan Müftüoglu, Muhsin Yazicioglu, Bülent Uluer, Bülent Forta, Ahmet
Asena, Mehmet Atay, Ridvan Budak, Kenan Evren, Nezih Demirkent ve digerleri
anlatiyor.
3. Bölüm - Can Pazari
Ecevit'e Suikastler Zinciri - Yeniden Seçim - Zafer, Hüsran ve Cepheler - Solun
En Büyük Zaferi - Kent kent Sokak Sokak, Okul Okul Kurtarilmis Bölgeler - 1
Mayis Mahallesi - Günes Motel Olayi - Sürpriz bir Komutan - Kenan Evren'in
Durdurulmayan Yükselisi.
Muhittin Cenkdag, Recep Ordulu, Ridvan Budak, Mehmet Atay, Rasim Öz, Sabahat
Türkler, Nazim Alpman, Yalçin Çinar, Bülent Uluer, Çetin Yetkin, Ismet Sezgin,
Süleyman Genç, Dogu Perinçek, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Muharrem Semsek,
Bülent Forta, Kazim Bayboga, Orhan Birgit, Kenan Evren ve digerleri anlatiyor.
4. Bölüm - 1978 En Kara Yil
Ecevit Yeniden Iktidara Geçiyor - "Enkaz Devraldik" - Evren Genel Kurmay Baskani
- Gizli Ellerden Posta ile Gönderilen 4 Bomba - Iç Savasin ilk Provasi:Malatya
Olaylari - 16 Mart Katliami - Bir Sizden Bir Bizden (Sag / Sol) - Kahramanmaras
Olaylari.
Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Kenan Evren, Yahya Girgin, Cem Ertekin,
Nurettin Soyer, Remziye Akyol, Muhsin Yazicioglu, Oğuzhan Müftüoglu, Sitki
Coskun, Dogu Perinçek, Mustafa Yalçiner, Bülent Forta, Bülent Uluer, Mehmet
Taskesen, Ökkes Sendiller, Mehmet Tanir, Ahmet Aras, Mehmet Parlakyigit, Ahmet
Uncu, Mehmet Kapan, Hasan Fehmi Günes, Taha Akyol ve digerleri anlatiyor.
5. Bölüm - 1979 Saat Islemeye Basliyor
Abdi Ipekçi Süikastçi - Katil Mehmet Ali Agca'nin Yakalanisi - Agca'dan
Milliyet'e Mektup, "Papa'yi Vuracagim" - Ülke Yaniyor U2 casusuçaklari krizi - Siverek Baskini - Oklar CHP'ye dönüyor - Orduya Vur Yetkisi.
Dogan Heper, Hasan Fehmi Günes, Mehmet Mesçi, Vildan Solmaz, Mustafa Özyürek,
Yavuz Donat, Bülent Ecevit, Ziya Müezzinoglu, Paul Henze, Hikmet Çetin, Orhan
Birgit, Serafettin Elçi, Süleyman Demirel, Kenan Evren, Süleyman Genç, Fehmi
Isiklar, Bülent Forta, Cumhur Evcil ve digerleri anlatiyor.
6. Bölüm - 1980 Son Hiz
Ordunun Mektubu Kime? - 24 Ocak Kararlari - Turgut Özal Sahneye Çikiyor - Taris
olaylari - Baskansiz Cumhuriyet (Cumhurbaskani Seçilemiyor) - Çorum Olaylari - Rejim Degistiren Kasaba Fatsa - Suikastler devam ediyor - Darbe Tarihi belli
oluyor - Yeni Tarih 12 Eylül saat 03:00
Baransel, Süleyman Demirel, Abdullah Güzeldemirci, Kenan Evren, Muhsin Batur,
Orhan Eren, Cüneyt Arcayürek, Nevzat Bölügiray, Ali Ayhan Çetin, Sadik Eral,
Sahabettin Esengül, Syit Eaenyel, Saygi Öztürk, Zeki Muslu, Naci Sönmez, Lütfü
Topaloglu, Erhan Akyildiz, Sabahat Türkler, Cumhur Evcil, Altan Öymen ve
digerleri anlatiyor.
7. Bölüm - 11-12 Eylül 1980
Saat 11 Eylül - Liderler Aslinda Olacaklari Biliyor muydu? - 12 Eylül - Liderlerin Evlerden Alinisi - "Ankara'da ki Çocuklar Yapti mi?" - CIA için
Önemli Olan Neydi? - Darbeli Siyaset - Partiler Kapaniyor.
Orhan Eren, Nahit Mentese, Süleyman Demirel, Ertan Karasu - Oğuzhan Müftüoglu,
Yasar Okuyan, Güneri Civaoglu, Kenan Evren, Paul Henze, Nevzat Bölügiray, Bülent
Ecevit, Oğuzhan Asiltürk, Mesut Mertcan, Yalçin Dogan, Stanfield Turner, Bülent
Uluer, Rasim Öz, Nazim Alpman, Fehmi Isiklar, Süleyman Genç ve digerleri
anlatiyor.
8. Bölüm - 1980-1982 Postal Izi
12 Eylül Yönetimi - Evren ve Konsey Meclise Yerlesiyor - Eski Politikacilari Ne
Yapmali - Kapatilan Gazateler, Toplanan Kitaplar - Üniversiteler ve Yök - Is
Çevreleri Rahatliyor - Kaçanlar ve Kalanlar - Örgütler Dagiliyor - Saga Sola
Iskence - Asalaya Karsi Ülkücüler - Idam Kararlari - "Bir Sagdan Bir Soldan
Olsun!"
Kenan Evren, Yavuz Donat, Nezih Demirkent, Nazli Ilicak, Mehmet Barlas, Dogan
Heper, Oktay Eksi, Yalçin Dogan, Süleyman Ege, Zeynep Oral, Ömer Medra, Ihsan
Dogramaci, Nevzat Bölügiray, Taha Akyol, Halit Narin, Bülent Uluer, Melike
Demirag, Ibrahim Çiftçi, Nurettin Soyer, Sadun Aren, Saban Dayanan, Muhsin
Yazicioglu, Agah Oktay Güner, Çetin Yetkin, Ali Sirmen, Oğuzhan Müftüoglu, Halil
Kalbisade, Bülent Forta, Muzaffer Ilhan Erdost ve digerleri.
9. Bölüm - 1982-1983 Yeni Düzen
Evren, Anayasa Bize Bol Geldi - Depolitizasyon - Yeni Anayasa - Yeni Siyaset - Kimler Politika Yapabilir? - Yepyeni Partiler - Seçim ve Sonrasi - Anavatan
Partisinin Zaferi - Seçimler Iptal Edilecek mi?
32. Gün’ün arşivine değer biçilemiyor
Türkiye’nin en uzun soluklu haber araştırma programı olan 32. Gün’ün, 17 yıllık belgesel arşivine değer biçilemiyor. Programın arşivini inceleyen sigorta şirketleri, sigortalanması istenilen arşiv
için herhangi bir fiyatlandırma yapamadı.
Mehmet Ali Birand ve Ali Kırca’nın TRT’de başlattığı ve halen CNNTÜRK ekranlarında devam eden ve yılbaşından itibaren Bilgi Üniversitesi’ne taşınan 32. Gün’ün, toplam 6 bin kasetten oluşan arşivi,
okulda özel olarak muhafaza ediliyor.
32. Gün Genel Yayın Yönetmeni Rıdvan Akar, programın arşivinde 20. yüzyıla ait dünya tarihinin önemli olayları ve görüntüleri ile yine 20. yüzyıl Türkiye’sinin bütün görüntülerinin olduğunu
belirtiyor. Arşivin bir özelliği de, 1946–1993 arasında Türkiye siyaset, ekonomi, bürokrasi ve devlet adamlığında sözü geçen bütün isimlerle yapılan söyleşileri kapsaması. Şu ana kadar 32. Gün’de bine
yakın dosya yapıldığı bilgisini veren Akar, “Sadece 12 Eylül belgeseli için 120 kişi ile görüştük. 200 saatten fazla çekim bandımız var.” bilgisini veriyor. Ellerindeki arşivi Bilgi Üniversitesi’nin
öğretim üyesi ve öğrencilerinin kullanımına açacaklarını da belirten Akar, “Yakın dönem Türkiye tarihini yazmak isteyenler gelip o dönemin tanıkları ile yapılmış söyleşileri inceleyebilirler.” diyor.
Sadece Türk televizyonlarının değil, dünya televizyonlarının da en uzun soluklu programlarından olan 32. Gün, ülkemizde haber programcılığı alanında söz sahibi olan birçok isim için de bir kariyer
merkezi oldu. Son 7 yıldır 32. Gün ekibinde çalışan Rıdvan Akar, programın istikrar ve başarısının sırrını, “Türkiye’de haber programlar eskisi gibi ilgi görmüyor. Bir de çok ciddi bir kalite sorunu
var. 32. Gün hem ilgi görüyor hem de kaliteli. Onu bir klasik haline getiren de bu iki özelliğidir.” diyerek özetliyor. Can Dündar, Mithat Bereket, Deniz Arman, Cüneyt Özdemir, Çiğdem Anat, Ahmet
Sever, Turan Yavuz, Reha Muhtar, Cenk Başlamış, Coşkun Aral ve Savaş Ay gibi bütün tanınmış televizyoncular 32. Gün okulunun eski öğrencileri.
Rıdvan Akar 32. Gün’den bu kadar isim yetişmiş olmasını, programın yapımcısı ve sunucusu M. Ali Birand’ın insanların önünü açan tavrına bağlıyor. Programda dosyaların muhabir ve editörler tarafından
sunulduğunu, bu nedenle genç yeteneklerin izleyici ile farklı bir empati kurma şansının her zaman olduğunu belirten Akar, “Bu çerçevede her muhabir veya editörün haberi yazış tarzına göre çeşitli
tatların izleyici ile buluşma şansı oluyordu. M. Ali Birand bu tavrıyla kendi çalışanlarına büyük bir özgürlük ve imkan tanıyordu. Bu şansı kullanan pek çok isim de bu okuldan yetişerek önemli
noktalara geldi.” yorumunu yapıyor. Rıdvan Akar, hep bir okul olarak söz edilen 32. Gün’ün bu özelliğini somutlaştırmak amacıyla son dönemde gerçekleştirdikleri önemli bir projeden de bahsediyor.
Akar, “Hep bir okul olarak nitelendirdiğimiz bu programı gerçek bir okula dönüştürebilmek için bir üniversite ile imkan ve birikimlerimizi paylaşmak istedik. Bu fikrimizi Bilgi Üniversitesi Mütevelli
Heyeti Başkanı Oğuz Özerden’e açtık. Proje onu çok heyecanlandırdı ve bize çok güzel imkanlar hazırladı.” bilgisini verdi. Ocak ayından bu yana Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda ikamet eden 32.
Gün ekibi, İletişim ve Sinema Televizyon Bölümü öğrencileri ile farklı bölümlerde okuyan gönüllülere uygulamalı televizyonculuk dersi veriyor.
Akar, özgür bir üniversite ortamında çalışmaktan çok memnun olduklarının altını çizerek, “Bu kadar gencin arasında olmak bize yeni bir vizyon ve bakış açısı kazandırdı. Şimdi misyonumuza daha uygun
bir konumdayız.” diyor.
Kaynak
Zafer Özcan
İstanbul 18 Mart 2002
1973 - 1983 yılları arasında, 12 Mart günlerini geride bırakıp büyük bir hızla bir sonraki askeri darbeye, 12 Eylül'e
sürüklenen Türkiye... Kısır çekişmeler içindeki siyasetçilerin, soluk aldırmayan ekonomik bunalımın, ardı arkası kesilmeyen, toplu kıyımlara varan cinayetlerin, kurtarılmış bölgelerin, tümüyle bozulmuş iç ve dış dengelerin gölgesinde; her şeyin durduğu, bir tek askerlerin kıpırdandığı bir ülkenin "kahramanları" ve "görüntüleri".
1973-83 yıllarında, İki askeri darbe arasında Türkiye'nin yakın tarihinden bir kesit. "12 Eylül'e nasıl gelindi, hangi oyunlar oynandı, neler yaşandı ? Bir askeri darbe nasıl gerçekleşti, yeni bir dönem nasıl başladı?" sorularını, dönemin tanıklarının ağzından aktaran belgesel.
Rıdvan
Akar, 12 Eylül'ü Türkiye'nin miladı olarak görüyor ve aradan 18 yıl geçmesine karşın toplumun hâlâ 12
Eylül'ün izlerini taşıdığını, 12 Eylül hukukunun hakim olduğunu, sendromunun hâlâ aşılamadığını düşünüyor. "12 Eylül Türkiye'nin miladı. Çünkü gerek 12 Mart gerekse 27 Mayıs hareketlerinden farklı olarak bu sefer askeri rejim, anayasal bir güvence altına alınarak kalıcılaştırılıyor." diyor.
Belgesel, bir anlamda bu görüşten hareketle hazırlanmış.
"Biz bugün hâlâ yaşanan sorunların kaynağı olarak gösterilen bir siyasal, askeri sistemi yeniden gündeme getirmek istedik."
Rıdvan Akar, projenin mimarı Mehmet Ali Birand'a da dikkat çekiyor:
"Bu projenin mimarının Mehmet Ali Birand olduğunu dikkate alırsak, o daha öncesinde Türkiye'de çok partili döneme ilişkin iki belgesel yapmıştı. Bunlar 1946-63 yıllarını anlatan Demirkırat ve 1963-73 yıllarını ele alan 12 Mart Belgeseli. 12 Mart Belgeseli de Deniz Gezmişler'in asıldığı güne kadarki Türkiye'nin çalkantılarını yansıtıyordu. 12 Eylül Belgeseli ise, Deniz Gezmişler'in ölümüyle başlıyor ve Türkiye'de yeniden siyasi partilerin kurulduğu ve demokrasinin şekillendiği döneme geliyor. Bu da Türkiye'nin yaklaşık 10 yılını ele alıyor."
Rıdvan Akar belgesel ile ilgili kimi rakamlar veriyor.
"Belgesel dokuz bölümden oluşuyor. Hazırlanması tam olarak iki yıl sürdü. Bu iki yıl içinde yaklaşık 121 kişiyle konuştuk. 400 saatlik söyleşi bandı çektik. Bunlar satır satır deşifre edildi. Döneme ait yaklaşık 50 saatlik görüntü arşivi de kullandık."
Belgeseller hazırlanırken en önemli sorun arşiv. Arşiv konusunda fazla bir sıkıntı çekmediklerini söylüyor.
"Ajanslardan, sendikalardan, siyasi parti ve örgütlerden, demokratik kitle örgütlerinden ve Kültür Bakanlığı'ndan yardım aldık."
Akar belgesel ile ilgili rakamlar vermeye devam ediyor:
"Belgeselde kırk kişilik bir ekiple çalıştık. Belgeselin hazırlanmasında dönemin tanıklarına ulaşmak amacıyla yaklaşık yirmi civarında kent dolaştık."
Peki, bu kentler hangileriydi? Rıdvan Akar saymaya başlıyor:
"Özellikle 12 Eylül'e gidişte önemli kilometre taşları olan Maraş, Çorum, Sivas, Antalya, Ankara, İzmir gibi katliamların olduğu her yerlere gidildi ve tanıklarıyla konuşuldu. Yurtdışında Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya'da çekimler yapıldı."
Belgeselin yapımında görev alan bir isim de Milliyet Gazetesi Yayın Koordinatörü Hikmet Bila. Bila ve Akar araştırma ve Metin yazımını birlikte yürütmüşler. "Belgeselin hazırlanması aşamasında ilk etapta ele alacağımız dönem Türkiye'sinin on yılı gazete kupürlerinde tek tek taranarak önce yazılı bir arşiv elde edildi. Bu çok zor bir aşamaydı."
Sonra?
"Yaptığımız kimi söyleşiler karşılaştırıldı. Gerçeğe daha yakın olanlar tespit edildi. Örneğin liderlerle yapılan söyleşilerle liderlerin geçmişte yapılan tüm söyleşileri izlenerek yeni bir dil tutturulmaya gayret edildi. Dönemin tüm arşivlerine, yazılı kaynaklarına ve belgelerine ulaşmaya çalıştık."
Görsel arşiv konusunda, yurt içi ve dışındaki türlü kaynaklardan yararlanmışlar. Akar, izledikleri yöntemi şöyle anlatıyor:
"Biz metne göre görsel arşiv uyguladık. Örneğin Reuters'te bizim öngörülerimizin çok üstünde bir arşiv olduğunu gördük. Ancak o arşivin sadece bizim için gerekli kısmını kullandık. Bu konuda yardım istediğimiz hiçbir kurum (siyasi partiler, dernekler vs.) bizi geri çevirmedi. Hepsi kendi görsel arşivlerinden yararlanmamızı sağladı."
Belgesel yaklaşık 10 yıllık bir süreci kapsıyor. İlk bölümden son bölüme kadar 12 Eylül'e geliş anlatılıyor. Ayrıntılarını Rıdvan Akar'dan dinleyelim:
"Önce şunu belirtmek istiyorum. Bu belgesel ile kamuoyunun öğreneceği, yeni iddiaların ortaya atılacağı bir çalışma ortaya çıktı. Yani geçmişte çıkan 12 Eylül kitaplarından, çalışmalarından farklı olarak dönemin tanıkları ilk kez konuştular."
Konuşanlar neler söylediler?
"Bu konuşmalar gerçekten çok ilginçti. Çorum katliamından sonra, bu katliamı bastıran bir tuğgeneral Alevilere ateş açılması için bazı milletvekillerinden aldığı istek ve dayatmaları ilk kez açıkladı. Maraş katliamında ilk kurşunu atan kişiyle yapılan söyleyişi izleyeceksiniz. 16 Mart katliamının katil sanığı Zülküf İsot'u 16 Mart katliamında ölenlerin cenaze törenlerinde ilk kez göreceksiniz. Bu olay arkadaşlarımızın titiz çalışmaları sonucu tespit ettikleri bir şey."
Belgeselle gündeme gelen ilkleri şöyle sıralıyor Akar:
"Mesela Kenan Evren liderlerin asılması konusunda aldığı bir öneriyi ilk kez dile getirecek. Milliyetçi Demokrasi Partisi'nden veto yiyen milletvekillerinin neden veto yedikleri ilk kez anlatılacak. İbrahim Çiftçi ASALA'ya karşı 12 Eylül Hükümeti'nden aldığı teklifi ilk kez anlatacak."
Akar, belgeseldeki ilginç noktaları anlatmayı sürdürüyor:
"Devrimci Yol'un liderlerinden Oğuzhan Müftüoğlu, 12 Eylül Harekâtı'ndan bir gün önce nasıl haberdar olduğunu anlatacak. 1973 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karacılarla havacıların bir iç savaş ortamına nasıl
sürüklendiğini ilk kez göreceksiniz..."
Rıdvan Akar daha birçok konunun belgeselle su üstüne çıkacağını söylüyor ve ekliyor:
"Bir şey daha söyleyeyim. Bu belgesel 12 Eylül olarak genişletilmiş haliyle bir kitap haline getirildi. Aynı zamanda bir CD-ROM çalışması da yapıldı."
Belgeseldeki önemli isimler kimler?
"Kenan Evren, Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel var. Bütün siyasi partilerin o günkü önemli ve kilit isimleri, sağdaki ve soldaki örgütlerin lider kadrosu var. Katliam yapanlar ve katliamı yaşayanlar, mağdur olanlar, işkence görenler ya da mağdur edenler. Dolayısıyla 12 Eylül sürecinin aşağı yukarı tüm aktörlerine ulaştık diyebiliriz."
Ulaşamadıkları ve konuşamadıkları dört kişinin olduğunu da ekliyor.
"12 Eylül'ün tüm aktörlerine ulaştık demiştim ama dört kişi var ki onları ayrı tutuyorum. Bunlar Milli Güvenlik Konseyi'ni Kenan Evren ile birlikte temsil eden dört general. Bu dört general konuşmama kararlarını 12 Eylül Belgeseli'nde de bozmadılar. Ayrıca Milli Güvenlik Konseyi'nin Genel Sekreteri Haydar Celasun önce bizimle konuştu daha sonra nedense bunu geri çekti. Biz de kullanmadık."
Bunu öğrenince başka söyleşisini çeken var mı diye soruyoruz?
"Hayır. Söyleşisi yapılıp daha sonra söyleşisini çeken başka kimse yok."
Çorum ve 16 Mart...
Ve gelelim belgeselin bölümlerine. Belgesel Deniz Gezmiş'in asılmasıyla başlıyor. Her bölümde kayda değer bir hikâyeye yer vermişler.
"Biz olabildiğince fotoğrafın kendisini yansıtmaya çalıştık. Belgesel 1972'lerde Denizler'in yaşamlarını yitirdikleri günle başlıyor. Seyirciler ilk bölümde Ünlü cumhurbaşkanı krizini, siyasal partilerin yeniden 1973 seçimlerine katılışını, bunun bize bir Umut oluşunu ve Milli Selamet Partisi'ni kurdukları bölümü izleyecekler. İkinci bölümde toplumsal çatışmaların ve gerilimin giderek artışı yer alacak. Aşağı yukarı her bölümde adım adım 12 Eylül 1980 darbesine gidişin kilometre taşlarına değindik."
Belgeselde belli bir düzenin izlendiğini ve konuların birbirini takip ettiğini anlatıyor. İzleyiciyi sıkmamak için ve konuları daha iyi anlatabilmek için her bölümün hikâyeleştirilerek gösterildiğini söylüyor.
"Örneğin bir bölümde Çorum, bir bölümde Maraş, bir bölümde 16 Mart, bir bölümde 1 Mayıs gibi konuları ele aldık. Önemli ve 12 Eylül öncesine gidildiğinde hep hafızalarda olan şeylere değindik."
Belgeseli hazırlarlarken objektif olmaya Özen göstermişler.
"Burada dikkate aldığımız şeyler vardı. Tarafları olabildiğince karşılıklı ve objektif şekilde konuşturmaya gayret gösterdik. Örneğin 16 Mart katliamının sadece sanıkları değil, mağdurları da konuştu. Savcısı da avukatı da konuştu."
Biraz da belgeselin arka planına bakalım. Çekim aşamasında ilginç şeyler yaşamışlar mı? Rıdvan Akar, fazla ilginç olmasa da yaşadıkları bir olayı anımsatıyor:
"Biz, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in böyle bir 12 Eylül Belgeseli'nde olmasını düşünüyorduk. 12 Eylül sürecinin en önemli mağdurlarından biri olan Demirel böyle bir belgeselin tanıklığında çok önemli gelişmelere ışık tutabilirdi. Cumhurbaşkanı'nın gündeminin yoğun olması nedeniyle tam altı ay randevu için sabırla bekledik. Bu bekleyiş belgeselin gecikmesinde pay sahibi oldu. Ama Süleyman Demirel olmadan kullanılmayacaktı."
Ne var ki ellerindeki fazla malzeme onlar için sorun olmuş...
"Biz belgeseli başlangıçta sekiz bölüm olarak düşünmüştük. Kanalla da böyle anlaşılmıştı. Ancak elimizdeki malzemenin, olayların ve anekdotların çokluğu nedeniyle dokuzuncu bölümü yapmaya karar verdik."
Rıdvan Akar, "Keşke bir dokuz bölüm daha yapabilseydik" diyor. 12 Eylül Belgeseli'nin doğurgan bir kadın gibi olduğunu ve bununla pek çok belgesele zemin hazırladığını düşünüyor:
" Tahmin edebileceğiniz gibi, 400 saatlik söyleşi, 50 saatlik görsel arşivi olan bir paket dokuz saate sığmayacaktı. Dolayısıyla 12 Eylül sürecine gidişte bizler açısından detay olarak algılanan bazı konular birer cümle ya da birer paragrafla geçiştirildi."
Akar, 12 Eylül ile ilgili her şeye değinmeye çalıştıklarını, o nedenle kimine bir cümle kimine bir paragraf, kimine ise, sayfalar ayırdıklarını anlatıyor.
"Bizim 12 Eylül Belgeseli'nde yansıttığımız her olay, örneğin bir Çorum, Maraş, 16 Mart katliamı ve 12 Eylül gecesi yapılan hazırlıklar, liderlerin o geceki Duygu ve düşünceleri, hepsi başlı başına birer belgesel konusudur."
Belgesel televizyonda gösterilmeye başlandı. Önce Cine 5'te ardından da Show TV'de yayımlanacak. Belgesel toplumdan nasıl bir tepki alacak diye soruyoruz.
Rıdvan Akar bu konuyu çok düşündüklerini söylüyor. Daha önce yapılmış belgesellerin (Demirkırat ve 12 Mart) Türkiye'nin yakın geçmişine ışık tuttuğunu ama 12
Eylül'ün etkilerinin halen devam ettiğine dikkat çekiyor.
"12 Eylül hâlâ Türkiye'nin sonuçlarını yaşadığı bir olay. Herkesin bir şekilde ortak bir tarihi ve anısı var. Dolayısıyla herkesin bildiği ve herkesin bir şekilde etkilendiği bir süreci anlatmak ciddi bir sorumluluk istiyor. Örneğin herhangi bir yeri eksik bıraktığınızda o süreci yaşayanlar neden buna yer vermediniz diye sizden hesap sorabilirler. Onun için olabildiğince titiz ve duyarlı olmaya gayret ettik. Bu tepkilerde iki şey olabilir. Biz 1973-83 yıllarına bir ayna tuttuk. Daha önce o dönemi kendi sirk aynalarında seyredenler bizim tuttuğumuz aynadan rahatsız olabilirler. Kiminin gözü kamaşabilir, kimi ise kendi duyarlıkları, yaşadıkları, olaya bakışı ve dünya görüşü açısından bizi sorgulayabilir. Ancak önemli bir konu var. O da belgeselin objektif bir dili var."
12 Eylül'ün müziği...
Başka bir konuya geçiyoruz. O da Mehmet Ali Birand'ın belgesellerinde öne çıkan müzik. Mehmet Ali Birand daha önceki belgesellerinde Fahir Atakoğlu'yla çalışmıştı. Peki ya şimdi?
"Önce şunu belirtmek istiyorum. Özenli müzik çalışmalarının belgeseli taçlandırdığına inanıyorum. Ayrıca daha önceki belgeseller Atakoğlu'nun önünün açılmasında önemli bir rol oynamıştı. Mehmet Ali Birand bu kez dört kişilik Kybele grubuyla çalıştı. Bu grup 12 Eylül Belgeseli'nin sanıyorum hafızalardan çıkmayacak olan müziğini yaptı. Kyble Grubu 12 Eylül Belgeseli'yle Türk kamuoyuna tanıtılmış olacak."
Gelelim montaj safhasına. Bir belgeselde belki de en zorlu aşama montaj. Çekilen görüntüler titizlikle yerine yerleştirilecek ve ortaya insanların beğeneceği bir belgesel çıkacak.
"Önce şunları söyleyeyim. Belgeselin yönetmeni Mustafa Ünlü, yapımcısı ise Ali İnandım. Bu iki arkadaş Shakti Yapım'da çalışıyorlar. Bir de Kıbrıs Belgeseli'ni hazırlayan 32.
Gün'ün ilk ekibinden arkadaşlarımız var. Montaj safhasında tek ve yetkili bir isim var, yönetmenimiz Mustafa Ünlü. Yönetmenimiz ve Shakti ekibinin aylar Süren bir montaj süreci oldu. Sanıyorum, diğer belgesel dillerinden daha Yetkin ve son derece hareketli, dinamik ve kolay izlenebilen bir montaj dili oluşturdular."
12 Eylül'ün üzerinden tam 18 yıl geçti. Peki o günden bugüne Türkiye'de neler değişti? Belgeselle birlikte o dönemi tekrar yakından yaşayan Rıdvan Akar bu soruya şöyle cevap veriyor:
"Biz sadece tarihsel gerçeklere ışık tutmakla kalmadık. Bugünün siyasetçilerine ve siyasi aktörlerine, vatandaşından en tepedeki siyasetçiye 12 Eylül dönemini anlatmakla aslında bugünü anlatmış olduk. Örnek verirsek, 12 Eylül darbesinin ilk hazırlıklarında Kenan Evren bir çalışma grubu kurulmasını istiyor. O çalışma grubuyla şimdiki çalışma grubu arasında bağlantı kurmayanlar ya da böyle bir gerçekliğin varlığından habersiz olanlar, Batı Çalışma Grubu'nu kendi içinde değerlendirdiklerinde bir sonuca varmayabilirler. Ama 12 Eylül'deki çalışma gruplarıyla şimdiki çalışma gruplarını karşılaştıranlar bugünkü gelişmelerin çarpıcı olduğunu söyleyebilirler. Yine o dönemin komutanlarının ve askerlerinin ilk kez o dönemde Harbiye Marşı'nı tek bir ağızdan hep birlikte büyük bir duyarlılıkla söylemesi aslında ordu içindeki rahatsızlığın kamuoyuna karşı dile getirilmesidir. Bunlar anlamlı uyarılardır. Bu uyarıların tarihsel boyutlarını bilenler bugünü daha iyi okuyabilirler diye düşünüyoruz. 12 Eylül Belgeseli de bugün yaşananlara geçmişin içinden bir yanıt verebilir diyebiliriz."
12 Eylül Türk toplumunu derinden etkilemiş bir olaydı. O güne şahit olanlardan bazıları şu an hayatta değil. Yaşayanlar 12 Eylül'ü nasıl hatırlamışlar? Akar ilginç şeyler söylüyor:
"Biz insanlara kamerayı yönelttiğimizde, onların tanıklığına başvurduğumuzda, örneğin Çorum katliamı, Maraş katliamının son derece vahşi olaylarını yaşayanlarla, ailesi öldürülenler, işkence görenlerle konuştukça kimisi ağladı, kimiyse hüzünlendi. Şunu anladık ki 12 Eylül belki kabuk bağlamıştır ama hâlâ bir yaradır."
Rıdvan Akar o dönemin tanıklarından çoğunun bir iç muhasebe yaptığını, hatta çoğunun kendi aleyhine de olsa ilginç itiraflarda bulunduğunu anlatıyor. Birçoğu da o süreçte yaşananları acımasızca eleştirmiş.
"Herkes kendi açısından 12 Eylül dönemini sorgulamış. Birkaç Örnek verirsek; 12 Eylül'Ün komutanlarından bir orgeneral 12 Eylül yönetimiyle 12 Eylül müdahalesinin artık ayrılması gerektiğini, müdahalenin doğru, yönetim politikalarının yanlış olduğunu düşünmeye başlamış. Mesela bir ülkücü lider o dönemde kullanıldıklarını, aslında darbeye adım adım gidilen bir süreçte kendilerinin bu adımı hızlandıran bir katalizör görevi gördüklerini itiraf etti. Devrimci bir örgüt lideri, devrimcilerin o dönemdeki silah fetişizmini eleştirdi. O dönemin bir sendikacısı, sendikaların politikleşmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Yine o dönemin bir işadamı aslında işçilere karşı sert olan tavırlarını eleştirdi. Dolayısıyla herkes kendince bir muhasebe yapmış. Bu Türkiye'nin gelecekteki demokrasi kültürü açısından son derece önemli bir konu. Demek ki hâlâ taşlar yerine oturmamış diyebiliriz."
Söyleşinin sonuna geldik. Bundan sonra ekibin geleceğe dönük planları ne?
"Mehmet Ali Birand'la yeni bir proje yapacağız. Bu sefer sanıyorum Türkiye'nin 1983-93 dönemi gündeme gelecek. Yani Özal'lı dönem. Özal'lı yıllar 12 Eylül dönemi kadar Türkiye'nin toplumsal yapısını ve dokusunu değiştiren son derece önemli bir dönem. Biz hem ekip olarak çok partili dönemin tarihini yaptığımız bu çalışmalara devam etmiş olacağız, hem de Türkiye'nin yakın geçmişine yine tarafsız, objektif ve araştırmacı bir gözle ışık tutmaya gayret göstereceğiz."
Kaynak
12 Eylül Belgeseli, Cine 5'te yayınlandı.
12 Eylül belgeseli, "1973 - 1983 yılları arasında, 12 Mart günlerini geride bırakıp
büyük bir hızla bir sonraki askeri darbeye, 12 Eylül'e sürüklenen Türkiye...
Kısır çekişmeler içindeki siyasetçilerin, soluk aldırmayan ekonomik bunalımın,
ardı arkası kesilmeyen, toplu kıyımlara varan cinayetlerin, kurtarılmış bölgelerin,
tümüyle bozulmuş iç ve dış dengelerin gölgesinde; her şeyin durduğu, bir tek askerlerin
kıpırdandığı bir ülkenin "kahramanları" ve "görüntüleri" ile yakın tarihimize ışık tutacak.
Belgesel Evi Cep Sineması'ndaki film gösterimleri sürüyor. Bu ayın ana konusu
ise 22'nci yıldönümü nedeniyle 12 Eylül Darbesi olarak belirlendi. Yönetmenliğini
Mustafa Ünlü'nün üstlendiği 9 bölümlük 12 Eylül belgeseli toplumsal belleği canlandırmayı
amaçlıyor. Her perşembe bölümler halinde ve yönetmeninin de katılımıyla gösterilecek olan
belgesel, 12 Eylül Perşembe günü, saat 11.00'den itibaren 9 bölümünün toplu gösterimi
ile izleyicisiyle buluşacak.
Kaynak
BSB Web Sitesi
12 Eylül, Belgesel Sinemacılarda...
12 Eylül askeri darbesinin yıldönümünde, Mustafa Ünlü'nün yönettiği "12 Eylül Belgeseli", Belgesel Sinemacılar Birliği'nde gösterilecek.
Metin yazarlığını Rıdvan Akar'ın, araştırma ve redaksiyonunu Hikmet Bila'nın, seslendirmesini Mehmet Ali Birand'ın yaptığı "12 Eylül Belgeseli", 9 bölüm halinde hazırlandı.
Ankara, İstanbul, İzmir, Çorum, KahramanMaraş, Ordu ve Washington'da çekimleri yapılan film, 1973-1983 yıllarında, 2 askeri darbe arasındaki Türkiye'nin yakın tarihinden bir kesit sunuyor.
"12 Eylül'e nasıl gelindi, hangi oyunlar oynandı, neler yaşandı? Bir askeri darbe nasıl gerçekleşti? Yeni bir dönem nasıl başladı?" sorularını, dönemin tanıklarının ağzından aktaran belgeselde konular, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ölümüyle başlıyor ve Türkiye'de yeniden siyasi partilerin kurulduğu döneme kadar devam ediyor.
Belgesel ay boyunca her perşembe günü Belgesel Sinemacılar Birliği'nin Beşiktaş'taki merkezinde izlenebilecek. İlk 2 bölümü 5 Eylül'de gösterilen belgeselin, 3. ve 4. bölümleri 12 Eylül Perşembe akşamı gösterilecek.
Belgeselin diğer bölümleri ise 19 ve 26 Eylül Perşembe akşamı gösterilecek.
Kaynak
6 Eylül 2002 HaberAjans
perperik.com
Eylül'ün 12'nci Günü...
Mustafa Ünlü'nün "12 Eylül" adlı belgeseli, bugün gösterilecek.
Mustafa Ünlü'nün yönettiği "12 Eylül" adlı belgeselde, 1973 - 1983 yılları arasındaki Türkiye
panoraması gözler önüne seriliyor.
Belgeselde, 12 Mart günlerini geride bırakıp, büyük bir hızla bir sonraki askeri darbeye, 12 Eylül'e
sürüklenen Türkiye'nin içinde bulunduğu durum anlatılıyor.
Belgeselde, kısır çekişme içindeki siyasetçilerin, vatandaşa bir türlü soluk aldırmayan ekonomik
bunalımın, ardı arkası kesilmeyen cinayetlerin, tümüyle bozulmuş iç ve dış dengelerin gölgesinde;
her şeyin durduğu, bir tek askerlerin kıpırdandığı bir ülkede yaşananlara dikkat çekiliyor.
İlk bölümü 12 Eylül'de yayınlanan belgeselin, 7, 8 ve 9'uncu bölümü bugün (26.09.2002) İstanbul'daki
Belgesel Evi Cep Sineması'nda gösterilecek. 1998 yapımı belgeselin gösterimine yönetmen Ünlü de
katılacak. Gösterim saati ise 20.00...
Kaynak
TRT Web Sitesi 24.09.2002
12 Eylül Yakın Tarih Belgeseli
7. Bölüm 11 - 12 Eylül 1980
Yönetmen - Mustafa Ünlü
Yapımcı - Ali İnandım
Redaksiyon - Rıdvan Akar
Müzik - Emrah Özdemir
Metin Yazarı - Hikmet Bila
İstanbul, 1998
2 Adet Cd
Orijinal Dil
Türkçe
Süre
50 dakika
Gala Film
1973 - 83 yıllarında, iki askeri darbe arasında Türkiye'nin yakın tarihinden
bir kesit. "12 Eylül'e nasıl gelindi, hangi oyunlar oynandı, neler yaşandı?
Bir askeri darbe nasıl gerçekleşti, yeni bir dönem nasıl başladı?" sorunları,
dönemin 135 tanığı ya da başrol oyuncusunun ağzından aktaran, toplam 7 buçuk
saat - 9 bölümlük, son 10 yılda Türkiye'de yapılmış en geniş kapsamlı yakın
tarih belgeseli.
Belgeselin yapımı sırasında 50 saatlik görüntü arşivinden yararlanıldı,
KahramanMaraş, Çorum, Malatya, Şanlıurfa, Ankara, İzmir, Ordu, Çanakkale, Muğla,
Antalya ve İstanbul'da; ABD, İngiltere, Almanya'da çekimler yapıldı.
7. Bölüm 11 - 12 Eylül 1980
Saat Saat 11 Eylül
Liderler Aslında Olacakları Biliyor muydu?
12 Eylül- Liderlerin Evlerden Alınışı
"Ankara'da Ki Çocuklar Yaptı Mı?"
CIA İçin Önemli Olan Neydi?
Darbeli Siyaset
Partiler Kapanıyor
Oyuncular:
Abdullah Güzeldemirci, Agah Oktay Güner, Ahmet Aras, Ahmet Asena, Ahmet Uncu,
Ali Ayhan Çetin, Ali Baransel, Ali Sirmen, Altan Öymen, Bülent Ecevit, Bülent
Forta, Bülent Uluer, Can Özbay, Cem Ertekin, Cezmi Kartay, Coşkun Kırca, Cumhur
Evcil, Cüney Arcayürek, Çetin Yetkin, Doğu Perinçek, Doğan Herper, Ertan Karasu,
Erdal İnönü, Erhan Akyıldız, Fehmi Işıklar, Ferruh Bozbeyli, Güngör Gencay,
Güneri Civaoğlu, Halil Kalbisağde, Halit Narin, Haluk Uman, Hasan Fehmi Güneş,
Hikmet Çetin, İbrahim Çiftçi, İhsan Doğramacı, İsmet Sezgin, Kazım Bayboğa,
Kenan Evren, Lütfü Topaloğlu, Mehmet Atay, Mehmet Barlas, Mehmet Kapan, Mehmet
Mesçi, Mehmet Özbaş, Mehmet Parlakyiğit, Mehmet Taşkesen, Mehmet Tanır, Melike
Demirağ, Mesut Mertcan, Metin Toker, Muharrem Şemsek, Muhittin Cenkdağ, Muhsin
Yazıcıoğlu, Mustafa Özyürek, Mustafa Temizer, Mustafa Yalçıner, Muzaffer İlhan
Erdost, Muhsin Batur, Muzaffer Özbayrak, Naci Sönmez, Nahit Menteşe, Nazlı
Ilıcak, Nazım Alpman, Necdet Calp, Nevzat Bölügiray, Nezih Demirkent, Nurettin
Soyer, Oğuzhan Asiltürk, Oğuzhan Müftüoğlu, Oktay Ekşi, Orhan Birgit, Orhan
Eren, Ökkeş Şendiller, Ömer Madra, Paul Henze, Rasim Öz, Recep Ordulu, Remziye
Akyol, Rıdvan Budak, Sabahat Türkler, Sadık Eral, Sadun Aren, Saygı Öztürk,
Semra Özal, Seyit Esenyel, Sıtkı Coşkun, Stanfield Turner, Süleyman Demirel,
Süleyman Ege, Süleyman Genç, Şaban Dayanan, Şahabettin Esengül, Şerafettin Elçi,
Taha Akyol, Tarhan Erdem, Turgut Sunalp, Vildan Solmaz, Yahya Gergin, Yalçın
Çınar, Yalçın Doğan, Yaşar Okuyan, Yavuz Donat, Yılmaz Çetiner, Zeki Muslu,
Zeynep Oral, Ziya Müezzinoğlu, Zülfü Canpolat, Zülfü Livaneli ve diğerleri...