Yapım Tarihi - 2009
Süre - 00:03:00
Formatı - Canlandırma, Pal D1 - DW, Renkli, Türkçe
Yönetmen - Önder Menken
Senaryo - Önder Menken
Müzik - Önder Menken
Kurgu - Önder Menken
Canlandırma - Önder Menken
Yapım - Anadolu Üniversitesi
Barış içerisinde yaşayan kargaların arkadaşlıklarını bir ceviz için unutup
savaşarak ölmeleri...
7. Pam Kısa Film Festivali, Finalist. 2009
1. Ulusal Smyrna Kısa Film Festivali, Finalist. 2010
7. Yıldız Kısa Film Festivali, Canlandırma Dalı, Finalist. 2010
17. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, Ulusal Öğrenci Filmleri
Yarışması, Canlandırma Dalı, Finalist. 2010
Kaynak
Altın Koza Film Festivali Katalogu
İlk projede ilk ödül
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film Animasyon Bölümü’nde
öğrenim gören Önder Menken “Karga Leşi” adlı kısa filmiyle ödül kazandı. Selçuk
Üniversitesi’nin düzenlediği 10. Uluslararası Kısa-ca Film Festivali’ne katılan
Menken, En İyi Animasyon Filmi dalında ödüle layık görüldü. Son sınıf öğrencisi
olan Önder Menken ödülünü 22 Mart tarihinde Konya’da gerçekleştirilen törenle
aldı.
Dört yıl Süren eğitiminin ardından ortaya çıkardığı ilk filmiyle ödül kazanma
başarısını gösteren Önder Menken büyük mutluluk yaşadığını belirtti. Menken “İlk
filmimle ilk ödülümü kazandım, gerçekten mutluluk verici bir şey. Finale
kaldığımı öğrendiğimde büyük bir heyecan yaşadım, beklediğim bir ödül değildi.
Benim için güzel bir sürpriz oldu.” diyerek kendisine yardımcı olan hocalarına
da teşekkürlerini iletti.
Filmi hakkında bilgi veren Önder Menken 3 dakikalık kısa filminde savaş temasını
kargalar eşliğinde anlattığını ifade etti. Ders kapsamında ürettiği bir projeyle
ödül kazandığını dile getiren Menken sözlerini şöyle tamamladı “Proje
tamamladıktan sonra hocalarım filmi yarışmaya gönderdi ve sonrasında ödül geldi.
Bu ödül benim için aynı zamanda motive edici oldu. Şimdiki amacım yarım
bıraktığım filmlerimi tamamlamak.”
Altın Koza Film Festivalinde birincilik ödülü alan ANA. Ü. Güzel Sanatla
Fakültesi Öğrencisi Önder Menken: "Altın Koza’dan ödül almak, ilk önce “bu
çocuğa dikkat edin” mesajını verir insanlara.”
Altın Koza Film Festivali Türkiye’nin en önemli kültür sanat
organizasyonlarından bir tanesi. Geçtiğimiz günlerde 17. düzenlenen bu yarışmada
birincilik ödülü alan Anadolu Üniversitesi öğrencisi Önder Menken ile keyifli
bir söyleşi yaptık.
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
1984’te Antakya’da doğdum, çizimle her zaman iç içeydim hatta ilkokula gitmeden
önce bir takım şeyler çiziyordum. Aslında yeteneğimin farkında değildim. Liseye
geldiğim zaman hocalarımın yönlendirmesi sayesinde AÜ güzel sanatlar fakültesi
resim bölümünü kazandım. Ama benim içimde hep bir oyunculuk hevesi vardı. Bu
nedenle okulun tiyatrosunda da bir yıl kadar oyunculuk yaptım. Fakat oyunculuğa
biraz geç başladım, daha erken başlanılması gerekiyordu. Bu nedenle bıraktım ve
resme daha çok önem vermeye başladım. Bu içimdeki oyunculuğu aslında resimdeki,
daha sonra çizgi filmlerimdeki karakterlerime yansıtabilirim diye düşündüm. Ve
animasyon bana daha uygun geldi. O nedenle sınava bir kez daha girdim ve
animasyon bölümünü kazandım. Şu an son sınıftayım ve çok memnunum, tabi bunun
yanı sıra resim yapmaya da devam ediyorum.
Geçtiğimiz günlerde de 17.si düzenlenen Türkiye’nin en önemli kültür sanat
etkinliklerinden biri olan Altın Koza Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen
Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışmasında, “Karga Leşi’yle birlikte en iyi
canlandırma dalında ödül aldınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz, bize
biraz süreçten ve eserinizden bahseder misiniz?
Aslında bu eseri ben ders kapsamında yapmıştım. Bu filmi yarışmaya yollayacağım
aklıma bile gelmemişti. Yarışma için uğraşmadım, güzel olsun diye uğraştım.
Dolayısıyla güzel bir şey çıktı ortaya ve yarışmalara da yolladım bu eserimi.
Altın Koza’dan ödül almak, ilk önce “bu çocuğa dikkat edin” mesajını verir
insanlara. Bundan sonra bana dikkat edecek insanlar olacak. Bence festivalin en
büyük amacı budur. Ve bir sürü avantajı var. Orada birçok insanla tanıştım. Aynı
zamanda buradan bir ödül almak beni inanılmaz motive ediyor ve diğer projelerim
için bana kıvılcım oluyor. Daha bir aşkla yapıyorum eserlerimi. Adınız
okunduğunda yaşanan Duygu tarif edilemez. Önemsendiğinizin farkına varıyorsunuz.
Bunun devamını getirmek istiyor insan.
Biraz filmden bahsedebilir misiniz?
Filmimde kargalar var aslında. Ama kargalar bir imge filmde, biraz soyut. Benim
anlatmak istediğim şey savaş. Aslında filmin adından itibaren sonuca
varabilirsiniz. Leş kargası leş e gider, ama benimki Karga leşi. Aslında
hepsinin sonunda öleceğini tahmin edebiliyorsunuz. Ama oradaki ölüm bir ceviz
içindi. Hepsi dostluk içinde yaşarken birden bir ceviz her şeyi değiştiriyor.
Belki cevizin yerinde petrolde olabilirdi. İstediğiniz şekilde
yorumlayabilirsiniz bunu. Kısacası savaş temalı bir film yaptım.
Peki, bu yarışmada ödül alan filmleri bizler izleyebilecek miyiz?
Tabi ki. Genelde Türkiye’de yapılan filmler internete dağıtılır. Benim çalışmamı
da internette bulabilirsiniz. Aynı zamanda meraklılar dilerlerse benimle
iletişime geçip orijinal DVD sini temin edebilirler. Tabi bazı filmleri
internette bulamayabilirsiniz fakat onları da film sahiplerinden temin
edebilirsiniz.
Peki, tam da bu noktada şunu sormak istiyorum, bu tür çalışmalar üniversitelere
getirilemez mi? Mesela Sinema Anadolu’da gösterime girebilir diye düşünüyorum.
Zaten çizgi filmlerin birçoğu bu Anadolu Üniversitesinden çıkıyor. Rektörlük
böyle bir çalışma yapsa tabi ki de güzel olabilir. Bunun yanı sıra Sinema Kulübü
bu tür çalışmaları getirebiliyormuş ancak rektörlük tarafından desteklenmesi ve
yarışmalarda ödül alan filmlerin gösterime girmesi şart.
Sizce bu tür yarışmaların sizin gibi akademik anlamda gelecek için yetişen
sanatçılar açısından önemi nedir ve verilen destek yeterli midir?
Destek olarak, arkamda beni enerjileriyle motive eden hocalarımız var. Onlar
bizi heyecanlandırıyorlar. Şunu düşünüyoruz, “ben nasıl bir şey yapsam da hocam
beğense.” Onlar sayesinde içimiz kıpır kıpır oluyor. Festival açısından ise
maddi destek veriliyor. Tabi tüm bunlardan en önemlisi ulaştığınız nokta.
Birinci olduktan sonra kendinizi aşabilirsinizde bu işi bırakabilirsinizde…
Bunun yanı sıra tırmandığınız yerin kazandırdığı motivasyon da önemli. Ve bu
yarışmalar gelecek için çok iyi referanslar olacak.
Peki, tam da bu noktada şu soruyu sormak istiyorum: Türkiye ile kıyaslandığında
Avrupa’da animasyona bakış nasıl ve ne gibi çalışmalar yapılmakta?
Türkiye’de animasyon okulu olarak gösterebileceğiniz tek üniversite burası.
Filmler genelde buranın mezunlarından çıkıyor. Bu iş Avrupa’da daha çok iki
senelik özel okullarda gerçekleştiriliyor ve orda öğrenci, istediği animasyon
dalına göre eğitim alabiliyor. Mesela klasik alanda yetişiyor ve uzmanlaşıyor.
Türkiye’de teknik anlamda donanımlısınız fakat hangi alana yöneleceğiniz bazen
karışabiliyor.
Şu an alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz yeni çalışmalarınız ya da katılmak
için hazırlandığınız yeni bir yarışma var mı?
Şu anda üç tane projem var. Birisi film, diğerleri ise canlandırma olacak. Şu an
yarısını tamamladığım bir projem var, onunla uğraşıyorum. Dediğim gibi bu ödül
beni gerçekten çok motive edici oldu. Diğer projelerimi de daha çabuk bitirmeye
çalışıyorum. Festival ortamını da görünce bu isteğim daha ağır basmaya başladı.
Tabi bu istek film olsun hemen yapayım bitireyim anlamında değil. Zaten ben ödül
törenine gitmeden önce bu projeyi yapıyordum, bu ödül sadece beni
kıvılcımlandırdı.
Bu gün değerlendirdiğinde gelecekteki sanat yaşamında kendini nerede görüyorsun?
Ben aslında gelecekte kısa film yönetmeni olmak istiyorum. Tabi tiyatroyu da çok
seviyor ve ilgileniyorum. Belki ilerde yaptığım filmde oyuncu olarak küçükte
olsa oynayabilirim. Tabi bunu yapabilmemin tek koşulu bilgi birikimimi
arttırmaktır. Bunun yanı sıra resimden kopamam ve senede bir kere sergi açarım
diyebilirim.
Son olarak, sanat alanında eğitim alan öğrencilere söyleyebileceğin bir şeyler
olmalı?
Kesinlikle… Sadece kendi alanlarıyla uğraşmasınlar. Özellikle ben bunu sanatçı
olacağım diyenlere tavsiye ediyorum. Spor yapsınlar, tiyatroyla ilgilensinler.
Bunları zaman kaybı olarak düşünmesinler. Hayatta hiçbir şey zaman kaybı
değildir. Her şey hayatın içine dahil. Okul dönemi boyunca geliştirebildikleri
kadar kendilerini farklı alanlarda geliştirsinler, her şey beyni farklı
çalıştırıyor. Ve bakış açılarını geliştirmek için sürekli okusunlar.
Arif ANBAR
Anadolu Haber Gazetesi
11 Ekim 2011
arifanbar.blogspot.com