Çağan Dikenelli


Yönetmen

1969'da İzmir'de doğdu. St. Joseph Koleji'nden sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümü'nü bitirdi. Kısa bir dönem kısa filmler çekti ve bazı ödüller kazandı. Radyoculuk, alternatif müzik dükkanı işletmeciliği, sanat yönetmenliği, yönetmen yardımcılığı, gibi işlerde çalıştıktan sonra bazı dizilerin senaryo gruplarında yer aldı. 2002 yılında garip bir ışıkla Aydınlanıp her şeyi bıraktı. O zamandan bu yana sanatsal üretim, aşk ve geyik dışında bir İş yapmamıştır. 2001-04 arası birden kendimi dizi sektörünün içinde buldum. Rüzgar nereden esiyordu ve ben o zaman hangi ibne rıhtımda hangi döküntü teknenin içindeydim bilmiyorum ama garip bir şekilde diziler için uyduruk senaryo gruplarında, eblehçe düşünüp halkla bütünleşmek, kucaklaşmak hatta yiyişmek için, özetle rating için kıçını yırtan insanların arasında umutsuzca kıvranmak üzere savrulup gidivermiştim. Bu üç yıllık dönemde, belki de sinema mezunu olduğumdan, yüreğimde söndürülmesi pek mümkün olmayan hırsla mütemadiyen ürettim ve beni dinlemek ya da anlamak gibi bir gaye gütmeyen durgun bakışlı önemli kimselere sunum yaptım. Boşuna çabaladığımı anladığımda yıllar bir çabuk geçmiş, beni boktan bir boşluk duygusuyla sarmalamıştı.

Yönetmenliğini Yaptığı Kısa Filmler

Suya Dönüş - 1999
1. Avrupa Gençlik Festivali, Gösterim Seçkisi. 1999

Su ve İnsan - 1998 .... Deneysel, 00:02:00
1. FlMA Ulusal Çevre Senaryo ve Yapım Ödülü. 1998





Kaynak
cagandikenelli.com
cagandikenelli.blogspot.com.tr

Yönetmen Yönetmen





İşte o dönemde ürettiğim diziler ve televizyon yarışmalarından örnekler. Kısa kısa bahsedip canınızı sıkmamaya çalışacağım.

DİZİLER

Gaga Show:
Okan ünlüleri tiye aldığı programın rezilliği yüzünden radyodan atılma bir medya adamıdır. Sonunda allem eder kallem eder ve bir yapımcıya yeni programını türlü düzenbazlıkla kabul ettirir. Ancak bir sorunu vardır. Çakal yönetmen yardımcısı Erçin, hödük set işçisi Egemen ve amca kızı Suzan’dan oluşan çekirdek kadrosuyla kotardığı programa, rating uğruna en alçakça işleri gerçekleştirdiğinden hiçbir Ünlü gelmek istememektedir. O halde tek bir yol vardır. Onları ikna etmek. Dizinin ilk bölümü yeni ünlüyü ikna etmek için uygulanan birbirinden komik yöntemin çekimlerinden oluşur. Sonunda Ünlü, tehdit, şantaj ya da acındırma yöntemlerinden biriyle tavlanacak ve programa çıkmayı kabul edecektir. Böylece dizinin ikinci bölümü, yani telefon konukları, stüdyo rezaletleri ve bilinçli reji aksaklıklarıyla rating alma uğruna ünlünün madara edilmesi uygulamaları başlar.

Turşu Bar:
Turşu bar sadece bir dizi değil, aynı zamanda bir projedir. Bar gerçekten açılacak ve Cumartesi akşamları dizinin aktörleri mekanda bulunup canlı çekimler gerçekleştirilecektir. Dizi alternatif bir bar açan üç gencin ve yaşlı bir şairin etrafında Döner. Onların inişli çıkışlı hayatları, ilişkileri, sorunları dizinin ana bölümünü oluşturur. Bir de yan temalar vardır. Bara gelenlerin anlattıkları garip hikayeler kısa film olarak çekilip araya serpiştirilir. O gece barda konser verecek gruplar, ya da gösteri gerçekleştirecek sanatçılarla sohbet edilir. Ve tabi ki sonunda onların kısa performansları da canlı olarak ekrana getirilir. Arada sahneye çıkan standupçı Ahmet de diziye renk katar. Barın alternatif konsepti yüzde yüz gerçektir ve her gün kapıları farklı tatlar arayan insanlara açık olacaktır.


Suda Balık İzi:
Çetin bey komiserlikten emekli olduktan sonra bir anda boşlukta kalıverir. İmdadına bir avukatlık ajansında çalışan manevi oğlu Burak koşacak, ortaklaşa dedektiflik bürosu açmayı teklif edecektir. Teşvikiye’de tuttukları dairenin sahibi karşılarında oturan ve 18 yaşında Güzel bir kızı olan meraklı bir duldur. Yavaş yavaş yan dairedeki dedektife yanaşacak ve çoğu işe burnunu sokmayı başaracaktır. Karakoldayken kendisine lahmacun getiren ve dedektiflik dersi alan çırak Erçin de ustasını bırakmamış, büroya kapağı atmış, ortalığı karıştırmak için elinden geleni yapmaya soyunmuştur…

Eski Kasabaya Yeni Şirket:
Çevresi ormanlarla sarılı, mimari yapısıyla Örnek bir kasabamızda çok yakında garip bir kaos yaşanacaktır. Kasabaya ender bulunur bir madeni çıkarmak üzere yabancı bir şirket bir fabrika kurmuştur. Belediye başkanı ve kasabalılar İş olanağı yaratacağı düşüncesiyle sevince boğulmuşlardır. Ancak başkanın hukuktan atılma hafif deli yeğeni kasabadaki her işe olduğu gibi buna da karışınca ve yaptığı internet araştırmasıyla fabrikanın doğal çevreye zarar vereceğini söyleyip her yanda propaganda yapmaya başlayınca işler karışır. Kasaba bir çabuk ikiye bölünecektir. Üstelik firma tarafından açılış şenlikleri düzenlenmeden hemen önce. Belediye Meclisi üyesi deli ağanın firmanın başındaki Amerikalı kadın yöneticiye sırılsıklam aşık olması ve kaçırmaya yeltenmesi, müdür yardımcısı yakışıklı genç yupi Murat’la başkanın kızı arasındaki yakınlaşma, imamın üç kafadara sattığı hazine haritasının fabrikanın içini göstermesi ve girişimleri sonucu hayalet söylentisinin yayılması, bir süre sonra Amerika’dan bir grev kırıcının bölgeye yollanması ve kasabalıları yıldırmaya Çalışırken karşısına eski Pehlivan kahvecinin dikilmesi dizinin komedi unsurlarından bir kısmıdır.


Fossur Gama:
Mesut Kaval, Erçin Sıcakkan, Egemen Dinçer ve Hakan Meriçliler oyuncu kadrosuyla demosu çekilen Monty Python tarzı absürt skeç programıdır. İlk iki bölümünün senaryosu hazırlanmış, bazı kanallara sunumu gerçekleştirilmiştir.

Ne Umduk Ne Bulduk:
İkisi de sanata ve Aydın düşünceye takıntılı psikiyatr bir baba ve pedagog bir anne. Bu ebeveynlerin çocukları özgür eğitim sonucu birer frankenştayna dönüşürse ne olur? Evet. Büyük oğulları okuyamamış, birinci amatör ligde futbol oynayan bir maganda olmuştur. Ortanca kızları mankenlik budalasıdır. 13 yaşındaki Küçük oğul ise İleri zekalı, şimdiden doçentliğe hak kazanmış ama çekilmeyecek kadar gıcık ve ukala olmuştur. Babanın peşinden hiç ayrılmayan hastalık hastası bir Adam, büyük oğulun maganda arkadaşları ve apartmandaki diğer kişilikler de dizinin komedi dozunu arttırmaktadırlar.

9 Parmak Bünyamin:
Bünyamin yardımcısı Erçin’le birlikte düzenbazlık ve üçkağıtçılık sanatında ilerlemekten, geleceğin Sülün Osman’ı olmaktan başka bir şey düşünmemektedir. Sahtekarlar kahvesinde de iddialaşmalar sürmektedir. Her dizi eğlenceli, esprili ve şaşırtıcı bir sahtekarlık planlayan Bünyamin’in özel hayatındaki karışıklık da bir sürü işi içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Karısıyla ve bir çocuğuyla birlikte hala babasının evinde yaşamaktadırlar. Karısı tam bir Baş belasıdır ve maganda, yarma ikiz ağabeylere sahiptir. Bunun yanında Bünyamin rahat durmayacak ve aşık olduğu bir başka kızla da nikah kıyacaktır. Bu ikili yaşamın en büyük riski komiser olan ikinci kayınpederdir…

Toprağın Kanı:
Olaylar bir adada zeytinlik ve bağ ürünleriyle geçinen Alkan çiftliği merkezinde geçmektedir. Alkan ailesi adanın en verimli yerindeki topraklara sahiptir ve yıllardan beri diğer zengin malikane sahiplerinin ihtiraslarına karşı koymaya çalışmaktadır. Daha bölgede önemli bir şarap fabrikası kurabilen çıkmamıştır. Sadece rakip Yıldırım çiftliği sofralık şarap üretimine girmiştir ve baba Cemal’in ölümünden sonra dağılan Alkan ailesinin topraklarına taliptir. Ancak bu verimli toprakların tek talibi Yıldırım ailesi değildir. Motelci ve toprak sahibi Yaşar ailesi de Alkan ailesinin amcası Turan’la yaptığı sözlü anlaşma uyarınca dünyaca Ünlü bir Tatil Köyü firmasıyla el sıkışarak, firmayı Adanın tek elverişli koyu, Alkan ailesinin topraklarının uzandığı koy üzerinde tesis kurmaya ikna etmiştir. Amca ve ailenin Küçük oğlu KOral da kendilerinden yana olduğuna göre, kadın başına anne Ayfer hanımın bu karlı olaya direnmeyeceğini düşünmüşler ve Tatil Köyü’nü başka bir yere yatırım yapacakken hızlı davranarak bu ada üzerine yönlendirmişlerdir. Ancak Selma halayı hesaba katmayı unutmuşlardır. Anne Ayfer’in üstünde büyük bir yaptırım gücü olan Sert Selma, gelenekleri sonuna kadar korumaya kararlıdır. Ve bunu Kemal geri dönene kadar da başarmıştır. Ailenin oğlu Kemal Alkan 8 yıl sonra çıkageldiğinde herkes şaşkınlık içinde kalakalır. Zamanında rakip Yıldırım çiftliğinin kızı Belma ile nişanlıyken ve sayesinde çok karlı bir ortaklık doğacakken Belma’nın kız kardeşi Ada’ya aşık olması, bir gün Gizli bir şekilde buluştuklarında harabelerden aşağıya düşmesine ve kötürüm kalmasına neden olması, Belma’yla evlenemeyeceğini, onu sevmediğini söyleyip babasıyla kavga ederek çekip gitmesi çiftliktekilere göre tüm felaketlerin başladığı zamandır. O günden bu yana çok güçlü düşmanlar edinmişler, çiftlik güç kaybedip fakirleşmiş ve baba Cemal belki de onun yüzünden öldürülmüştür. Aslında tüm olayların başlangıcı nişanlısının kız kardeşine aşık olduğunu hissedip harabelere önceden gelerek kız kardeşini aşağıya iten kıskanç Belma’dır. Bu çok sonradan ortaya çıkacaktır. Sonuçta kendisini kahreden Kemal yurtdışında yıllarca, bir an önce ölebilmek amacıyla her türlü pis işe girmiş çıkmıştır. Bir süre Gizli bir örgütte de çalışmış, yıllar sonra yaptığı şeylerden, tiksinmeye başlayarak huzuru bulmak için Hindistan’a gitmiştir.. Ancak şimdilik Kemal’in neler yaptığı ve nasıl böylesine değişik bir ruh haline büründüğü hem çiftliktekiler hem de seyirci için bir gizemdir.. Dönme sebebi ise her gece gördüğü bir rüyadır. Bağlarda bir şarap ürettiğini ve bu şarabı içirdiği Ada’nın tekrar ayağa kalkıp sevinçle dans ettiğini görmektedir. Artık kaderden kaçamayacağını anlamıştır. Kendisiyle yüzleşip çiftliğin yönetimini sırtlanması ve Ada’ya ne olursa olsun yakın olması gerektiğini düşünmektedir. Babasının iki yıl önce öldürüldüğünü ve topraklarda gözü olan herkesin birbirine girdiğini ancak geldiğinde öğrenecektir. Ancak artık Kemal’in durmaya hiç niyeti yoktur…

YARIŞMALAR

BİLGOLİG
Bilgolig isimli yarışma Bilgi Ligi’nde takım halinde bilgi maçları yapıp diğer takımları eleyerek büyük ödüle doğru ilerleme üzerine kurulmuş bir yarışma sistemidir. Bilgi Ligi’ne dörder kişilik bir takımla katılınmaktadır. Lige 16 takım başvuracak, eleme usulüyle 8 gece (her gün iki maçtan, hafta içi dört gün yayınla toplam iki hafta) sonunda bir takım büyük ödülü alacaktır. Ancak bu arada her maçın galibi sponsorlardan harika hediyeler kazanmaktadır.
Yarışma sürelidir. Takımların birbirlerini yenmeleri için verilen süre 30 dakikadır. Bu süre sonucunda beraberlik hala sürüyorsa penaltılara gidilir.
Takımdaki dört kişi kaleci, defans, orta saha ve forvet olmak üzere saha içi görevlerini paylaşırlar. Her görev ayrı yetenekler ve bilgi düzeyi gerektirmektedir. Sunucu ise sahanın hakemliğini üstlenmiştir. Sahada gezebilen ve üzerinde iki oyuncu ve spiker için üç ekranı bulunan büyük bilgi topunu oyuncuların yanına götürerek onlara o alanın sorularını sorar ve soru sistemlerini denetler.
Televizyon yarışmasının işleyişi kısaca şöyledir: Bilgi maçına önce başlamak için santrada toplanan kaptanlar bilgi topunda karşılarına çıkan soruya en hızlı şekilde cevap vererek (önlerindeki butona en hızlı basan, soruya cevap verme hakkını kazanır) başlangıç hakkını ele geçirmeye Çalışırlar. Takım bilgi maçına kaleciyle ve degaj soru sistemiyle başlar. Takımdaki her oyuncu için ayrı soru sistemleri ve görevler vardır. Sırasıyla soruları bilerek soru topunu forvete kadar götürmek ve kendi bölümünü başarıyla sonuçlandıran forvetle de penaltı kullanıp öne geçmek ana mantıktır. Defans ve orta saha oyuncularının da ayrı görevleri ve soru sistemleri vardır. Bu sırada defanstaki takım da savunma konusunda kendilerine verilen hakları kullanarak karşıdaki takımı durdurmaya çalışacaktır..


İKİ İleri BİR GERİ
Tüm yarışmacılar stüdyodaki ve ekran başındaki seyircilere tanıtılır. 8 yarışmacı yan yana karelerin üstünde dizilmişlerdir. Her birinin önünde 30 soruda aşmaları gereken 24 sıra bulunmaktadır. Her yarışmacının üstünde ya da kolunda A, B, C, D şık butonları; ayrıca misli anlamına gelen ve her sırada 2 kare ileriye sadece 15. sırada 4 kare ileriye gitme hakkı veren K butonu olan soru yelekleri ya da bileklikleri vardır.. Yarışmacılara ilkönce sorunun hangi alanda olduğu söylenmektedir. Yarışmacılar, söylenen alanda kendilerine güveniyorlarsa kendilerine tanınan 5 saniyelik süre içerisinde misli anlamına gelen K butonuna basarak fazla kare gitme şansı yakalayabilmektedirler. Bu süre geçtiğinde Spiker soruyu sorar. 15 saniye sonunda cevap ve bilenler belli olur ve iki katına basıp doğru söyleyenler iki kare ileriye, yanlış söyleyenler bir kare geriye geçer. K butonunu kullanmadan doğru cevap verenler bir kare ileriye geçmekte, yanlış cevap verenler ise yerlerinde kalmaktadır. Yarışmacıların cevap sonrası geçmeleri gereken kareler yeşile dönüşerek kendilerini belli ederler böylece karışıklıklar önlenmiş olur.. Soru öncesi K butonuna basanların üstünde durdukları kareler kırmızıya Döner. Yarışma üç ayrı evrede ödül dağıtmaktadır:
1. Ödül: 8. sıraya ulaşan ilk yarışmacı 5 milyar lira kazanmaktadır. Bu sıraya ya da bir sonraki sıraya beraberce giren yarışmacılar ödülü paylaşmaktadırlar. 7. sırada iki katına basan ve doğru cevap vererek 9. kareye geçen yarışmacı diğer 8. sıraya ulaşan yarışmacılardan daha önde sayılmakta ve ödülü tek başına alabilmektedir.
8. Ödül sırası aynı zamanda eleme işlevini de görmektedir. Bir yarışmacı 8. ya da K butonuna basıp atlayarak 9. sıraya ulaşıp ödülü aldığı sırada en arkada olan 2 yarışmacı elenmektedir.
2. Ödül: 16. sıraya ulaşan ilk yarışmacı 15 milyar lira kazanmaktadır. Bu sıraya ya da bir sonraki sıraya beraberce giren yarışmacılar ödülü paylaşmaktadırlar. Bir yarışmacı 15. sıraya ulaştığında K butonu özel bir uygulamayla sadece 4 katı için kullanılabilmektedir. Yarışmacılardan birisi 15. sıraya ulaştığında aynı anda tüm yarışmacılar 4 katı hakkı kullanabilmektedirler. (4 katı butonunu kullanan yarışmacı cevabı bilirse 4 kare ileriye bilemezse 3 kare geriye düşmektedir.) 4 katı anlamına gelen K butonuna basan ve doğru bilen yarışmacı diğer 16. sıraya varan yarışmacıların önüne geçmiş ise ödülü tek başına alabilecektir.
3. Ödül: 24. sıraya ulaşan ilk yarışmacı 40 milyar lira kazanmaktadır. . Bu sıraya ya da bir sonraki sıraya beraberce giren yarışmacılar ödülü paylaşmaktadırlar. 23. sırada K butonuna basan yarışmacı diğer 24. sıraya varmış yarışmacılardan daha önde sayılmakta ve ödülü tek başına alabilmektedir.
Yarışma sonunda kimse 24. sıraya varamamışsa, en önde bitiren yarışmacı ya da yarışmacılara büyük ödülün yarısı, yani 20 milyar lira verilmektedir.


Not1: Aynı dönemde ve öncesinde Uzun metraj film senaryoları da yazdım ama bunları ileride romana dönüştürme olasılığını Göz önünde bulundurarak buraya konu olarak aktarmamayı seçtim.

Not2: Üç kısa film çektim. Fima ve Türsak kısa film ödüllerini kazandım. Ancak Türkiye’de kısa filme inanmadığım için ve çektiğim filmlerin ne çekim ne de oyunculuk olarak aklımdaki fikrin yanına bile yaklaşamamasından dolayı burada onların tanıtımına ve videolarına yer verme gereği duymadım.