Yapım Tarihi - 2007
Süre - 00:39:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe
Yönetmen - Hüseyin Karabey, Nesrin CAVADZADE
Senaryo - Nesrin Cavadzade, Hüseyin Karabey
Yapım - Asi Film Yapım
Yapımcı - Asi Film, Odak Dergisi
Görüntü - Hüseyin Karabey
Kurgu - Nesrin Cavadzade
Müzik - Grup Kızılırmak
1999 yılında kanser teşhisi konulan Erol Zavar, 2001 yılında gözaltına alındı ve
tutuklandı. F-tipi tecrit ve izolasyon altında 9 ameliyat oldu. Onu orada
tutmaya devam edenlere inat, Sincan F tipi cezaevinde ölüme direniyor.
Kaynak
Antalya Film Festivali web sitesi
Sinepark Kısa Film Festivali, Çarpışan Aramalar Kategorisi, Gösterim Filmi. 2007
44. Antalya Altın Portakal Film Festivali, Ulusal Belgesel Film Yarışması. 2007
Yönetmen - Hüseyin Karabey, Nesrin Cevadzade
Senaryo - Hüseyin Karabey, Nesrin Cevadzade
Kamera - Hüseyin Karabey
Kurgu - Nesrin Cavadzade
Kurgu Asistanı - Hüseyin Karabey
Jenerik Müzik - Grup Kızılırmak
Şiir - Erol Zavar
Beste - Grup Kızılırmak
Yapım - Asi Film
Yapım Yılı - 2006
Süre - 34 dak.
1999 yılında kanser teşhisi konulan Erol Zavar, 2001 yılında gözaltına alındı ve
tutuklandı. F Tipi tecrit ve izolasyon altında 9 ameliyat oldu. Onu orada
tutmaya devam edenlere inat Sincan F Tipi cezaevinde ölüme direniyor.
Kaynak
asifilm.com
Tecrit Günlüğü
Tecrit ve F Tipi’ne Karşı, Ortak Hafıza İçin
F Tipi Cezaevi’nde Tutulan Kanser Hastası Gazeteci Zavar İçin Hazırlanan “Ölümü
Ektim Randevu Yerinde”nin GalasıYapıldı...
Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutulan kanser hastası gazeteci Odak Dergisi
Yazıişleri Müdürü Erol Zavar‘ın ve ailesinin yaşadıklarını konu alan,
yönetmenliğini Nesrin Cavadzade ve Hüseyin Karabey‘in yaptığı, Müziklerini Grup
Kızılırmak‘ın hazırladığı belgesel-film, “Ölümü Ektim Randevu Yerinde”nin galası
gerçekleşti.
Taksim Muammer Karaca Tiyatrosu’nda düzenlenen galaya aralarında Akın Birdal,
Celal Beşiktepe, İlkay Akkaya, Hakan Öztürk‘ün olduğu çok sayıda davetli
katıldı. Galada bir konuşma yapan Erol Zavar’ın eşi Elif Zavar, Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürü Kenan İpek‘in geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaya
değinerek, “tecrit yok’ diyor biz yaşadıklarımızı biliyoruz, gerçekleri
söylemiyor, ben ondan davacıyım” şeklinde konuştu.
“Ölümü Ektim Randevu Yerine”
Cavadzade ve Karabey’in belgeselinin adı, geçtiğimiz günlerde aynı adla bir şiir
kitabı yayınlanan Odak Dergisi eski Yazıişleri Müdürü Erol Zavar’ın bir
şiirinden alınmıştı. 35 dakikalık film, Erol Zavar örneğinde tüm hükümlülerin
herhangi bir Sağlık sorunu yaşadıklarında başlarına neler
geldiğini-gelebileceğini çıplak bir şekilde ortaya koyuyordu.
Erol Zavar Kimdir?
Erol Zavar, gazeteci, Odak Dergisi’nin eski yazıişleri müdürü. 36 yaşında. 5
yıldır hapiste. Kendisine isnat edilen suç - Zorla alıkoyma, verilen ceza ise
“müebbet”. Adam öldürme yok, yaralama yok. Erol Zavar adli bir suç işlediği
halde politik kimliğinden dolayı ağır tecride ve kötü muameleye maruz kalıyor.
Zavar, 7 yıldır kanser. Mesane kanseri. Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuluyor.
Erol Zavar İçeri girdiğinde her altı ayda bir sistoskopi yapılmalıydı. 2 yıl
boyunca cezaevi yönetimi bu sistoskopiyi engelledi. Oysa yapılsaydı risk yoktu.
Öyle demişti doktorlar. Ama cezaevi doktorları ona tetkik için izin yerine
“aspirin” verdiler. Bu arada onlarca kez geçirdiği krizler, bayılmalar,
kanamalar nedeniyle doktora gitti ama F tipinde doktora gitmek bile sıra
dayağından geçmek anlamına geliyordu. Bir iki köşe yazarı ondan söz ettiler. Bu
sayede 2004’te sistoskopi yapıldı. Mesaneyi tümör sarmıştı. Apar topar ameliyat
edildi. İlk defa, tam 5 tümör çıkartıldı. 3 ayda bir hastaneye kaldırıldı,
yeniden ameliyat edildi, yeni tümörler alındı. Avukatları ve ailesi Adli Tıp
Kurumu, Adalet Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurularını
sürdürüyorlardı. Adli Tıp Kurumu Nisan 2006’da “tedaviyi kabul etmiyor”
gerekçesiyle tedavisinin cezaevinde sürmesinde bir sakınca olmadığına karar
verdi.
Oysa o güne kadar Şubat 204 ile Nisan 2006 arasında 3’ü Ankara Numune Hastanesi,
6’sı Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’nde olmak üzere tam 9 kez ameliyat geçirmiş
ve toplam 35 kanserli ur alınmıştı.
Hastanenin cezaevi koğuşu o kadar beter koşullardı ki; Zavar gibi sık sık idrara
çıkması gereken biri için bile 4 ayrı nöbetçiden yazılı emir gerekiyordu
tuvalete gitmek için. Bu koğuşa haftada bir doktor uğruyordu. Bu koşulların F
Tipini dahi aratması karşısında Erol Zavar hastaneden ayrılmayı ve cezaevine
naklini istemişti. Tedaviyi kabul etmemek değildi bu.
Erol Zavar ilk değil, 2004′de kan kanseri (lösemi) olmasına karşın F tipi
cezaevinden bırakılmayan siyasi tutuklu Ali Şahin hayatını kaybetmişti. Zile M
Tipi Cezaevi’nde tutulan Mehmet Yurdakul ‘a ise akciğer kanseri olmasına karşın
Ankara Numune Hastanesi tarafından ‘’sağlam” raporu verilmiş, Yurdakul, rapordan
2 ay sonra yaşamını yitirmişti.
Belgeseli hazırlayanlar hukukçulardan, doktorlardan, insan hakları
savunucularından konuyla ilgili görüşler almışlardı, uzmanların tutuklu
hastaların durumuna ilişkin verdiği örnekler çarpıcıydı. Bunlardan biri
cezaevinde kalp krizi ya da ölümcül başka bir kriz geçiren hastaların durumuydu.
Prosedür gereği bu hastalara 45 dakikadan önce müdahale edilemiyordu,
dolayısıyla kurtarılmaları mümkün değildi. Hukukçular ve insan hakları
savunucuları, devletin belirsiz bir ‘terör’ kavramını İleri sürerek politik
tutuklulara ‘düşman’ ya da ‘hastalıklı’ gibi yaklaşmasının sorunun kaynağını
oluşturduğunu vurguluyorlardı.
Erol Zavar’ın Eşi Elif Zavar - “Kenan İpek’ten Davacıyım”
Belgesel’in gösteriminin ardından Nesrin Cavadzade, Hüseyin Karabey ve İlkay
Akkaya kısa birer konuşma yaptı. Sanatçılar konuşmalarında dayanışmanın ve
birliğin önemini vurguladılar. Sanatçıların ardından bir konuşma yapan Erol
Zavar’ın avukatı Şafak Yıldız da “Kanser Hastası Erol Zavar’ın Serbest
Bırakılması” talebiyle sürdürdükleri kampanyanın amaçlarına ulaşıncaya kadar
devam edeceğini belirtti.
“Ölümü Ektim Randevu Yerinde”nin kurgusu Erol Zavar kadar, çocukları ve eşi Elif
Zavar‘a odaklanarak düzenlenmişti. Son olarak sahneye çıkan Elif Zavar,
belgeselin hazırlanmasında emeği geçenlere ve Erol Zavar’la dayanışma içinde
olan demokratlara, insan hakları savunucularına teşekkür ederek söze başladı.
Eşinin yaşadıklarını anlatırken duygulandığı gözlenen Elif Zavar, geçtiğimiz
günlerde F Tipi Cezaevlerinde tecrit olmadığı yönünde bir açıklama yapan Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürü Kenan İpek‘e hitaben “Tecrit yok” diyor, “biz
yaşadıklarımızı Erol’un başına gelenleri biliyoruz. Erol inatçı, olmasaydı,
yurtsever olmasaydı, devrimci olmasaydı bu koşullara dayanamazdı. Erol’a sevgim
olmasa ben de dayanamazdım. Kenan İpek gerçekleri söylemiyor ben ondan
davacıyım” şeklinde konuştu.
Galaya katılanlara çocukların çizimlerinden oluşan kartpostallar dağıtıldı, Erol
Zavar’a kart atmak isteyenler, bu kartlara dilek ve düşüncelerini yazarak bir
kutuya attılar.
Erol ZAVAR’IN FİLME ADINI VEREN ŞİİRİ
Ölümü Ektim Randevu Yerinde
Beklemekten Ağaç Olsun
Zembereği boşalmış sözcüklerin
Akreple yelkovan öpüşüyor onikide
Bütün ziller vaktinde vuruyor,
tembellik edip gitmeyeceğim
Kusura bakma ölüm
Bugün de gecikeceğim
Sessizlik çökmüş kentin sokaklarına
Martılar uykuya dalmış
Kar bütün izlerini örtmeye hazır
Randevularımıza sadığımdır sektirmem saatini
ama bu sefer tembelliğim tuttu,
ölüm daha çok beklersin beni…
Şimdi kış
ölümün vaktidir derler
ve tecrübelerimden bilirim
kışın ölene söverler.
Kusura bakma ölüm
ben ardımdan sövdürmem.
Bu randevuya asla gelmem.
Bu şiirin içinden tren de geçebilir
Uçak da
Vapur da
Bütün teknolojik ölüm aletleri de
ama hiç birine binmeyeceğim
Kusura bakma ölüm
gelmeyeceğim
***
Gelecek öyle uçsuz bucaksız duruyor ki
Ve ben ne olacağını merak ederken
hani filmin en güzel sahnesinde
sinemadan çıkar gibi
hayattan çıkıp gidemem
Kusura bakma ölüm
Adın çok soğuk gelemem
Bunca mazeretim varken
yaşama dair,
ölümü aklımdan bile geçirmem
Seviyorum seni hayat
tüm kötü sürprizlerini de...
Erol Zavar, 17 .02.2004
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Mahkum Koğuşu No - 6