Yapım Tarihi - 2010
Süre - 00:00:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe
Yönetmen - Servet Somuncuoğlu
Çok Değerli, Saygıdeğer Arkadaşlarım
Yıllardır yollardayım. Yollar bana hep inanılmaz kapılar açtı, “yola bir
düşülünce ömür boyu gidilir” diyen Attila İlhan’la uzun yıllar Süren dostluğumuz
oldu. Yayınlanmış üç şiir kasetini yapma bahtiyarlığına eriştim. Ama hiçbir
zaman masa başında duramadım, hep yollar çağırdı beni. “Abbas Yolcu” misali
düştüm yollara. On bir yaşımda ana kucağından, baba ocağından çıktım. O gün
bugündür yollardayım. Hüseyin Nihal Atsız’ın iki cilt halinde, Türkiye Yayınları
arasında çıkan “Bozkurtların Ölümü” ve “Bozkurtlar Diriliyor” kitaplarını on
yaşımda okudum. O günden sonra hep o topraklar, masmavi gökleri özledim. Son
yedi yılımın dört yüz günü o topraklarda, atalarımın dağlarında geçti. Ata
ruhlarıma dualar ettim dağlarda. Dağları hep ve çok sevdim. “Şu mavi gökler ki
her şeyi örtmektedir” diye başlayan ve Kültigin atamız adına Bilge Kağan
atamızın diktirdiği anıt taşın hemen dibinde uyuma bahtiyarlığına eriştim…
Yollar ve dağlar bana, Türk Kültürü’nün el değmemiş hazinlerini sundu. İmkanlar
ölçüsünde sizlere taşıdım bu hazineleri; “Karlı Dağlardaki Sır”, “Damgaların
Göçü”, “Zamana Karşı - Kazdağı Koşuburnu Türkmenleri” adını verdiğim üç
belgesel, “Sibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türkler”, “Saymalıtaş Gökyüzü Atları”
adını verdiğim iki albüm kitapla, onlardan kalan izleri sizlere getirdim.
2010 yılı mart ayında başlayan zorlu süreç moral destekleriniz ve katkılarınız
ile “Damgaların Göçü”, “Zamana Karşı” belgeselleri, 2011 Ocak ve Mart Atlas
dergisinde yer alan iki dosya konusu ve iki belgeselin tanıtımını içeren iki
dergi ile son buldu. Çok yoruldum ama umutsuz olmaktansa, yorgun olmak daha
iyidir diyerek yoluma devam ettim. Belgesellerin yayın sürecinde tanıtım desteği
veren bütün dostlarıma en derin şükranlarımı sunuyorum.
Şimdi uzun sürecek bir suskunluk süreci var önümde. Ne aman ve nasıl
buluşacağımızı gerçekten ben de bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, dağlara
gitmenin, uzun yollara düşmenin vakti geldi. Dağlar ve yollar bu sefer neler
armağan edecek, sizlere neleri taşıyacağım oralardan bunu ben de bilmiyorum. Ben
yazamasam da, cevap veremesem de, sizler yazın lütfen. Çok uzaklarda, Altay
dağlarında, Moğolistan bozkırlarında, Tanrı dağlarında sizlerden gelecek
mesajlar bana hep moral olacak. Hepinizi çok ve yürekten seviyorum. Bizler Kutlu
bir davanın, Türk Ülküsü’nün sessiz, sıradan savaşçılarıyız ve savaşımız
ömrümüzün sonuna dek devam edecektir.
Tekrar hepinize en kalbî şükranlarımı sunuyor, kutlu davanın kutlu yolunda
uzattığınız ellerinizden sıkıyor, gönülden selamlarımla hepinizi kucaklıyorum.
Daha büyük ve daha uzun soluklu yeni eserlerde buluşmak dileğiyle hepinize
esenlikler diliyorum…