Ankara’nın İlk Mimarları




Yapım Tarihi - 1986
Süresi - 00:30:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe
Bölüm Sayısı Süresi - 3 x 30’
Yayın Tarihi - 11.05.1996

Yönetmen - Şahika İzmen Gündüz, Münip Senyücel
Yapımcı - Şahika İzmen Gündüz, Münip Senyücel
Yapım Yardımcısı - Hakan Kandemir
Yönetmen Yardımcısı - Esma Tansu
Sesçi - Mehmet Başaran, Mustafa Karslı
Kurgu - Meltem Kuyucu, Günsel Temren, Şule Selen, Nuri Leblebici
Danışman - Dr. Kıymet Giray
Seslendiren - Yeşim Ertuğrul

Cumhuriyet’in kuruluşunun ilk yıllarında Ankara ve başka şehirlerin imarına emeği geçen Türk ve yabancı mimarlar ile verdikleri eserler anlatılmaktadır.

1. Bölüm- Erzurum’da Kongre’nin yapıldığı İttihat Terakki binasının mimarı Hikmet Koyunoğlu’nun, Atatürk’ün isteği üzerine 1920’nin Şubat ayında Ankara’ya gelmesi anlatılmaktadır. Mustafa Kemal’in, Türk ulusunun birlik ve beraberliği ve onurlu bütünlüğünde ülkeyi kurtuluşa götüren bir komutan olduğu ve savaşa başlamadan önce kentlerin imar programlarını ve sağlam yapılanmayı tasarlayacak kadar yüce bir devlet adamı kimliği taşıdığı vurgulanmaktadır. Atatürk’ün; 5 Eylül 1923’de ekonomik güçlüklere rağmen imar planına başlanması gerektiğini ifade etmesi ve İstanbul’dan Kemalettin, Vedat ve Mongeri olmak üzere üç mimarın çağrılmasını istemesi üzerinde durulmaktadır. Programda, Ankara’da 13 Ekim 1923’ten itibaren yapılan kamu binaları ile mimarlarının hayat hikayeleri aktarılmaktadır.

2. Bölüm- Bir köy görünümünde olan Ankara’nın başkent haline getirilme öyküsü ve mimar Hikmet KOYUNOĞLU’nun yapmış olduğu binalar anlatılmaktadır. KOYUNOĞLU tarafından yapılan, Namazgah Tepe denilen yerde 1925 - 1927 yılları arasında cephe düzenlemesi, neo-klasik tarzda dönemini yansıtan Etnografya Müzesi, Yunus Nadi tarafından açılan uluslar arası yarışma sonucunda yapılan ve 1927 yılı sonlarında açılan Ulus’taki heykeller, Türk Ocağı Merkez Binası ve Resim Heykel Müzesi binaları dönemin koşulları ve mimari özellikleri açısından incelenmektedir. Ayrıca, 1930’lara kadar yapılan evler ve mimari özellikleri ile neo-klasik dönemin özelliklerini günümüze taşıyan, ayakta kalan binalar ve yok olan binalar hakkında bilgiler verilmektedir.

3. Bölüm- Genç Türkiye Cumhuriyeti mimari stilini, klasik Osmanlı mimarisi yerine kübik formlu yapılardan yana kullanmış, gelenekler ve katı kuralların yerini de uluslar arası etkilenmeler almıştır. 1930-1940 yılları arasında Ankara’nın mimarisinin düzenlenmesinde en önemli görev yabancı mimarlara düşmüştür. 1933 yılından itibaren sayıları 2000’i bulan çoğu Yahudi asıllı bilim adamı, akademisyen ve sanatçı önce Hitler Almanyası, ardından Almanya tarafından işgal edilen Avusturya topraklarından sürgün edilip vatansız bırakılmışlar ve hepsi çaresizlik içerisinde güvenli bir yer aramışlar ve Türkiye bu konuda onlardan desteğini esirgememiştir. Türkiye’ye gelen Yahudi Almanların içinde bulunan 45 kadar mimar da Ankara’ya gelerek Ankara’nın imarında emekleri ortaya koyarlar. Sürgündeki Alman mimarlarının etkisi ile mimarı yapılanma Ankara’da hız kazanmış ve bu mimarlar Türk Hava Kurumu, Türk Kuşu, MSB, Genelkurmay, Sıhhiye Orduevi, Cumhurbaşkanlığı Konutundaki Pembe Köşk, Cebeci Ortaokulu ve DTCF gibi binaların yapımlarında görev almışlardır.




Kaynak
Geçmişten Geleceğe Belgeler... Bilgiler... 1968/2008
TRT Arşiv Dairesi Başkanlığı, N. Beyhan Karadağ