Doğum Tarihi - 5
Ağustos 1918, İstanbul
Ölüm Tarihi - 2 Kasım 2007, İstanbul
1918 yılında, İstanbul'da doğan Mümtaz Yener, 1935'te girdiği İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi'nde Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Léopold Lévy
atölyelerinde sekiz yıl boyunca eğitim görür. 1940 yılı Ocak ayında İstanbul
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi salonlarında açılan “Birinci Talebe Sergisi”nde
“Bir Kadın Portresi” adlı yağlıboya tablosuyla birincilik ödülünü alır. Prof.
Léopold Lévy'nin Yüksek Resim Atölyesi'nden dönem arkadaşlarıyla 1940 yılında
kurduğu ve Türk Sanatı'nda bir döneme damgasını vurmuş olan "Yeniler Grubu"nun
toplumsal gerçekçi çizgisinden ödün vermeyen ender sanatçılarındandır.
10 Mayıs 1941 tarihinde Yeniler Grubu'nun Basın Birliği binasında
gerçekleştirdiği ilk sergi, gerçek bir balıkçı tarafından açılışı yapılan Liman
Sergisi'dir. Mümtaz Yener bu sergiye “Tamirat Fabrikası”, “Ajans Haberleri” ve
“Balıkçı Portresi” adlı üç yapıtı ile katılır. Genç bir ressam olarak kişiliği,
1941'de “Fırın” ve “9. Senfoni” tablolarında görüldüğü gibi oluşmuş; kalabalık
figürlerin altından kolayca kalkması ise, konularını belirlemiştir. “Yeniler
Grubu”nun toplumsal konuları işleyen bu sergileri 1955'e dek sürer.
Resim çalışmalarının yanı sıra, 1950-60 yılları arasında afiş, grafik, karikatür
ve sinema dallarında çalışan sanatçı, dekoratörlük, sanat yönetmenliği, reji ve
senaryo yazarlığı yapmış, “Papatya” (1957) ve “Binnaz” (1959) adlı iki de film
yönetmiştir. Sanatın tüm dallarıyla ilgilenmiş; boş zamanlarında şiir yazmış ve
gitar çalmıştır. Hep araştırmalar yapan, sürekli klasik müzik dinleyen ve okuyan
bir sanatçı olan Mümtaz Yener'in tuvallerine 1960'lı yıllarda “insanların” ve
“makinelerin” yanı sıra “karıncalar” girmeye başlar. Uzun sanat yaşamı içinde
toplumsal konular resimlerinin ana teması olur. Ayrıntıcı üslubu ile usta işi
figüratif yapıtlarında hep kalabalıkları işler. “Karıncaların” yaşamındaki
toplumsallık da sanatçıyı, bu yaratıkları resmettiği bir “metafor”a yöneltir. Bu
çalışkanlığın ve “emeğin tercümesi”, “emek ürünü” resimlerde, “insanları”,
“karıncaları” ve “makineleri”, “emekle” işler. “Makineler”e ve “karıncalar”a
yönelişindeki felsefenin özünde, çalışan insanın emeği saklıdır. İnsanların
görevlerini devralan makineler, insanlığın yararına mıdır, yoksa onların işsiz
kalmalarına mı neden olacaktır… Bunun çaresi insanın makineyle iyi ilişkiler
kurması, onunla dost olmasıdır. “İnsan”, “makine” ve “karınca” sanatçının renk
ve şekil anlayışında çağdaş bir estetik yapı oluşturur. Kendi deyimiyle, bu üç
kahramanını giderek birbirinden ayıramaz olur. Toplumsal yapının temeline
dayanan bu çok figürlü çalışmaları Neo-klasik bir üslupta gelişir.
Sanatçının, 1930'lardan 2000'li yıllara dek 1000 kadar yağlıboya resim yapıp
sattığı, 5000 kadar deseninin değişik koleksiyonlarda yer aldığı bilinmektedir.
Bugüne dek birçok kişisel ve karma sergi gerçekleştiren Mümtaz Yener'in
yurtiçinde ve yurtdışında; Romanya, Arjantin, Brezilya, ABD ve Fransa'da, çok
önemli koleksiyonlarda ve müzelerde yüzlerce yapıtı bulunmaktadır. Ayrıca eşi ve
kızında da önemli bir koleksiyon bulunmaktadır.
Yönetmen Filmografisi
Papatya - 1956
Binnaz - 1959
Senarist Filmografisi
Papatya - 1956
Binnaz - 1959
Kaynak
Internet Movie Database
1918 yılında, Yeniçeri Seyrekbasan İsmail Bey'in torunu ve deniz subayı Abdullah
(Yener) Bey ile yine bir deniz subayının kızı olan Nüzhet Hanım'ın oğlu olarak
İstanbul'da doğan Mümtaz Yener, Gelenbevi Ortaokulu'ndan sonra 1935'te girdiği
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde (Akademiye büyük bir beğeniyle
kabul edilen Yener'e hocası olacak Prof. Nazmi Ziya Güran, "Oğlum mesleğini iyi
seçmişsin ama, ilerde seni zorlu bir yaşam bekliyor !" diyerek kendi desen
atölyesine almıştır.) Nazmi Ziya Güran, İbrahim Çallı ve Leopold Levi İhtisas
Atölye'lerinde sekiz yıl boyunca eğitim gördü. 1940 yılında İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi salonlarında dört yıllık öğrencilerin açtığı karma
sergide "Bir Kadın Portresi" ile başarı ödülü aldı. Bu yapıt ayni yıl Devlet
Güzel Sanatlar Dergisi'nde yayınlanmıştır.
Dönem arkadaşları Nuri İyem, Avni Arbaş, Selim Turan, Agop Arad, Haşmet Akal,
Ferruh Başağa, Turgut Atalay ve Kemal Sönmezler ile 1940 yılında kurduğu
"Yeniler Grubu"nun toplumsal gerçekçi çizgisinden bugüne değin hiç ödün
vermemiştir. Bu sanatçı topluluğu ilerki yıllarda 65'i bulan üyeleri ile - Faruk
Morel, İhan Arakon, Yusuf Karaçay, Abidin Dino bunlardan yalnızca birkaçıdır
-Türk Sanatı'nda bir döneme damgasını vurmuştur.
10 Mayıs 1941 tarihinde Yeniler Grubu'nun Basın Birliği binasında
gerçekleştirdiği ilk sergi, gerçek bir balıkçı tarafından açılışı yapılan Liman
Sergisi'dir; Mümtaz Yener bu sergiye "Tamirat Fabrikası" , "Ajans Haberleri" ve
"Balıkçı Portresi" adlı üç yapıtı ile katılmıştır.
Yeniler Grubu'nun toplumsal konuları işleyen bu sergileri 1950' lere dek sürmüş,
sanatçı bu dönem yapıtlarında henüz ortaokul yıllarındayken yaz tatillerinde
gözlemlediği ve çizdiği tersaneleri, fabrikaları, torna - tesfiye atölyelerini,
balıkçıları, Haliç'i ve tabii halkı ve isçileri resmetmiştir.
Resim çalışmalarının yanı sıra 1950-1960 yılları arası afiş, grafik, karikatür
ve sinema alanlarında aktif olarak çalışan sanatçı sayısız filmde dekoratörlük,
sanat yönetmenliği, senaryo yazarlığı (Atlas Film) yapmış, "Papatya" (Ergenekon
Film, 1957) ve "Binnaz" (Atlas Film, 1959) adlı iki de film yönetmiştir. Yine bu
yıllarda İstanbul Belediyesi'nin "Fetih Yıl Dönümü" Resim Yarışması'nda "Rumeli
Hisarı" adli yapıtı ile ödül almıştır.
1960'lı yıllarda tuvallerine insanların ve makinelerin yanı sıra, karıncalar
girmeye başlamıştır. Uzun sanat yasamı içinde toplumsal konular hep resimlerinin
ana teması olmuş, ayrıntıcı üslubu ile usta işi figüratif yapıtlarında hep
kalabalıkları işlemiştir. Karıncaların yaşamındaki toplumsallık da sanatçıyı, bu
yaratıkları resmettiği bir metafora yöneltmiş; bu ütopik sembolizm 1969'da
"Karıncalar Geliyor" adli tablosuyla Türkiye Ressamlar Cemiyeti'nin "Altın
Baykuş, Büyük Ödülü'nü kazanmasına neden olmuştur. 1977'de Bükreş'te gerçekleşen
Balkan Ülkeleri Plastik Sanatlar Sergisi'ne "Karıncalar Geliyor" adlı tablosu
ile katılmış, 1978'de "Karıncalar Büyüktür" ve "Çoğalan Karıncalar" adlı
eserleri İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonuna alınmıştır. "Yeşil
Karıncalar" adlı eseri de sanatçının 1968-1978 arası on yıllık bir döneme
yayılan Karıncalar serisi dönemindendir.
1979'da Görsel Sanatçılar Derneği'nin düzenlediği Mayıs Sergisi'nde "Okuyan
Makinacılar" yapıtı ile Başarı Ödülü almıştır. 1 Eylül 1994'te Uluslararası
Plastik Sanatlar Derneği- AIAP Unesco'nun "50 Yıl Hizmet Onur Ödülü'ne; 1995-98
arası altmışıncı sanat yılını kutladığı sergilerinin ardından 1999 yılında da
"kültür ve sanat yaşamımıza yaptığı unutulmaz hizmetleri nedeniyle" Türkiye
Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği GESAM'ın verdiği Büyük Ödül'e layık
görülmüştür.
Türk toplumsal tarihinde şehirleşme, işçileşme, burjuvazi ve soyluluk gibi
Osmanlı Dönemi'nde başlayıp, sonra da İstanbul'da genç Türkiye Cumhuriyeti'nin
yarattığı Avrupa tipi aydın-entelektüel sınıfın oluşumuyla süren dönemi yakından
yaşayan sanatçı, kendini tanıyanların bildiği gibi, yaşama sevinciyle dolu
üretken kişiliğiyle hep yeni arayışlara ve özgür düşüncelere aççık olmuştur.
Türk Resim Sanatı'nın uzun yıllar gerçek yerini bulamaması nedeniyle kapalı
kalan bazı sayfalar vardır; bu dönemler Mümtaz Yener' in de aralarında bulunduğu
kimi çok değerli sanatçının genç kuşaklarca tanınmasına engel olmuştur.
Yetenekli, üretken, toplumcu ve çağdaş batı normlarında çalışan bir sanatçı olan
Mümtaz Yener' in, 1930'lu yıllardan bugüne, baş koyduğu resim sanatında figürü
ustaca yorumladığı yüzlerce deseni ve pentürü bulunmaktadır.
Mümtaz Yener, toplumsal içerikli resmin, grup etkinliğine dönük temsilcilerinden
ve öncülerinden biridir. Kalabalık figürlü resimlerinde, toplumsal yaşamın bir
parçası olarak insan ve onun içinde yer aldığı toplumsal çevre, birbirini
tamamlayan ve bütünleyen temalar olarak yer alır. Yener'de insan, toplum
gerçeğini oluşturan dinamik bir elemandır. Yapıcı ve yaratıcı güç, insan
gerçeğinden kaynaklanır. Doğayı kendi yararına kullanan ve yaşamı yönlendiren de
insandır. Dolayısıyla sanatın ileteceği bütün toplumsal mesajlar, insan gerçeği
üzerine kurulu olmalıdır. Mümtaz Yener, 1940'lı yıllarda gündeme gelen toplumsal
gerçekçi sanat anlayışı içinde yer alır.
?'Fırında Ekmek Bekleyenler'' ile ilk figüratif ve toplumsal içerikli
çalışmasını gerçekleştirdi.
Reklam, afiş ve karikatür dallarında çalıştı. Dekoratör olarak film
çalışmalarına girdi. Türkiye Ressamlar cemiyeti üyesi olarak, bu grubun
sergilerine katıldı. Caddebostan Güzel sanatlar Atölyesinde hocalık yaptı. İlk
kişisel sergisini 1980'de, İstanbul'da (Taksim Sanat) açtı. Uzun bir aradan
sonra, ?'Makinelerin Şöleni ve ?'Karıncalar'' adlı resim dizileriyle sanat
yaşamına yeniden döndü.
Mümtaz Yener' in toplumsal yapının temeline dayanan çok figürlü çalışmaları Neo
Klasik bir üslupta gelişir. Küçük parçaların birleşerek bütünleşmesi ve bu
kenetleniş içinde büyük bir güç kaynağı oluşturması sanatının ana felsefesi
sayılabilir. Makinelere ve Karıncalara yönelişte de bu felsefe saklıdır. İnsan
makineye hükmedebiliyorsa, onu yeniden yaratabiliyor demektir. İnsan, makine ve
karınca sanatçının renk ve şekil anlayışında çağdaş bir estetik yapı
oluşturmuştur. Çalışmalarını bugün de ayni konular çerçevesinde sürdüren ve
yurtiçinde ve yurt dışında sayısız kişisel ve karma sergiler gerçekleştirip
ödüller alan sanatçının yapıtları ulusal ve uluslararası birçok müzede ve özel
koleksiyonda yer almaktadır. 2007 tarihine kadar sanat yaşamını aktif olarak
İstanbul Fenerbahçe'deki atölyesinde sürdüren sanatçı, 1945 yılından bu yana
sair Muzaffer Arabul'un kızkardeşi Sadan Yener'le evlidir. Çiftin tek çocukları
Nina Göksun Say ise 1985 yılından bu yana sanat yaşamını New York'ta
sürdürmektedir.
ÖDÜLLER
1953 İstanbul Belediyesi Fetih Yıldönümü Resim Yarışması (Başarı Ödülü)
1969 ?'Türkiye Ressamlar Cemiyeti Sergisi'' (Altın Baykuş Ödülü)
1979 Görsel Sanatçılar Derneği (Başarı Ödülü)