Rodinin Bir Günü (One Day from Rodi's Life)


Yapım Tarihi - 2005
Süresi - 00:09:59
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe

Yönetmen - Ahmet Karcılılar

1. JCI İstanbul Crossroads Uluslararası Kısa Film Festivali, Altıncılık Ödülü. 2006



Aranızda Rodi'yi tanıyan var mı?

Sevgili Kinalili'lar !

Bizim Kinali’daki katin onarimi müddetince kizkardesim (yani Flickr’ci damat
Yekta’nin) evinde kaliyor sabah-aksam Ada’ya gidip geliyorum. Ne zaman iskeleye,
vapura gitsem, carsidan geciyor, gözlerim hep tanidik bir simayi „Kaz Rodi’yi“
ariyor. Göremiyorum.

Bilirsiniz Kadiköy‘ün simgesi tarihi Kadiköy carsisi; Carsinin semboli ise
yillardan beri „Kaz Rodi’dir…“ Birakin carsi esnafini, alisverise gelen her
Kadiköylü onu tanir, Rodi’yi selamlamadan gecmez. Evet, Rodi bir kaz’dir ama
„kaz beyinli“ degildir ve üstelikte akilli oldugu kadar vefali, bir o kadar da
hassas bir hayvandir.

Rodi’ye raslamayisimin sebebini kisa bir zaman sonra ögreniyorum- Megerse o da
her fani gibi kisa bir zaman önce, ömrünü doldurarak, eceliyle terki dünya etmis.
Yani Kadiköy carsisi artik Rodi’siz. Aman sende, nol’mus, alt tarafi bir kaz
diyip gecmeyin- Rodi o kadar sevilen bir hayvan‘diki Kadiköy Belediyesi Prof.
Dr. Nilüfer Ergin’e onun bir heykelini yaptirip, carsinin girisine diktirmisti.
Ama malesef Rodi’nin heykeli bir gün bilinmeyen kisiler tarafindan
caliniverdiydi.

Gerci Rodi Kadiköy’ün kaziydi ama onun asil sahibi Nimet Köseoglu idi. Balikci
Restorani isleten Nimet Köseoglu Rodi ile Aydin’in Kardes köyünde tanismis,
Istanbul’a gelirken de beraberinde, arkadas ve ugur olarak bir tek onu
getirmisti.
Kisa zamanda carsi esnafi Rodi’yi kendilerine ugur olarak bellemis ve Kadiköy
artik onun vatani olmustu. Esnaf adeta (tezgahlar, dükkanlar arasinda
paytak-paytak dolasan) Rodi’yi beslemek icin birbirleriyle yarismaya
baslamislardi. Cünkü Rodi’nin kendilerini ziyareti o günün bereketli olacaginin
(Hava raporu gibi) en büyük delaleti olduguna inanilirdi ve manavlar
yesilliklerle, balikcilar deniz ürünleriyle onu kendi dükkanlarina cekmeye
calisirlardi.

Rodi’nin tek hazzetmedigi sey, kendisine dokulmasiydi ve hele kafasinin
oksanmasina hic tahammül etmezdi. Müsamaha gösterdigi tek kisi gercek sahibi
Nimet Köseoglu’ydu. Malesef bundan asagi-yukari bir yil önce Kadiköy carsisi Kaz
Rodi’nin basina yikildi. Sahibi, efendisi, arkadasi Nimet bir alacak-verecek
meselesi yüzünden bir cinayete kurban gitmisti.

O gün bu gün Rodi’nin yüzü hic gülmez oldu. O artik manavlarin uzattigi kivircik
salataya, balikcilarin önüne koydugu baliga bakmiyordu. Tam bir yil ne yedi, ne
icti. Tüm Kadiköylü sevenlerine ragmen öksüz kaldigini anlamisti. Son aylarda
Kadiköylü veterinerler kontrolünde yasayip, serumlarla besleniyordu. Evet Rodi
dünyadaki tek dostu ve sahibinin yokluguna ancak bir yil dayanabildi ve Nisan
ayinin son günlerinde o da dostunun yanina dogru yola cikti.

Kadiköy carsisi esnafi Rodi’lerini daha simdiden özledi ve carsiya her girense
gözleriyle onu arayip, bulamayip-sorusturunca gözleri dolu-dolu oluyor. Su an
carsi esnafinin tek arzusu- „Rodi’nin yeni bir heykeli“.

Hosca ve dostca Kal, sevgili Rodi…



Selçuk Aral
4 Nisan 2010
facebook.com