Yaşar Kemal, İnce Memed romanında Çukurova ve Toros dağlarını şöyle anlatır:
"Toros dağlarının etekleri ta Akdeniz'den başlar. Kıyıları döven ak köpüklerden
sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdeniz'in üstünde daima, top top ak
bulutlar salınır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi
toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlerce içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz
keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurova'nın bükleri başlar.
Örülmüşçesine sık çalılar, kamışlar, böğürtlenler, yaban asmaları, sazlarla
kaplı, koyu yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan
daha yabani, daha karanlık. "
Bu gün tekrar anlatacak olsa neler söylerdi?
2020 Aralık ayının son günü, rakım en az 1550 metre. Kayranlı dağında, Gebende
ve Meryemçil yaylasında hala kar yok. Doğa bize, "dönülemez noktaya yaklaştınız"
diyor.
Çukurova Toros, kitaplardan doğaya uzanan, uzun soluklu bir belgesel dizisidir.
Her ay bir bölüm yayınlamayı planlıyoruz. Doğa ve kültür üzerine ve tabii ki bu
topraklara dair ne varsa fotoğraflarla ve videolarla tanıklık etmeye,
belgelemeye çalışacağız.
Çukurova Toros 3 | Doğada Yaşam
https://www.youtube.com/watch?v=ttwBvJOCYvg
Yanı başımızdalar. Bazen pencere pervazında, bazen bir ağaç kuytusunda. Görmesek
de sesleri hep kulağımızda.
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz. Oysa efendileri değiliz
doğanın, sadece kiracıları.
İnsanın dünyadan elini eteğini çektiğini bir an hayal edin. Bütün doğayı saran o
gülümsemeyi fark ettiniz mi?
Yaşar Kemal’in de söylediği gibi: “Kuşlar gene gelecekler”.
Osmaniye'ye bağlı Kırmıtlı Kuş cenneti, Çukurova'nın doğal güzelliklerinden.
Kırmıtlının çapkınları isimli belgesel filmden görmüş olabilirsiniz.