Yunus Emre




Yapım Tarihi - 2005
Süre - 00:55:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe

Yönetmen - Semra Sander
Yapımcı - Semra Sander
Metin Yazarı - Semra Sander
Kamera - Erol Yazıcı
Kurgu - Sibel Tekin
Seslendiren - Mehmet Atay
Çeviri ve İngilizce Seslendiren - Andrew DAVENTRY
Özgün Müzik - Can Atilla
Oyuncular - Meryem Bayar, Levent KÖYLÜ
Danışman - Teoman İlhami GÜRE
Yapım Yardımcısı - Elif ACAY, Hatice KALABEK


Gerçek İnsan Olma Sanatı

Tasavvufa ve diğer büyük mistik akımlara göre normal haliyle insan isim olarak
insandır; gerçeği görmesini engelleyen göz bağıyla dönüp Duran dolap
beygirlerine benzer. Gerçek, insanın içinde, kalbinin en derininde gizlidir.

Çok cehd edip istedim
Yeri göğü aradım
Hiç mekanda bulmadım
Buldum insan içinde.

Yunus Emre’nin binbir çaba ile arayıp yalnızca içinde bulduğu bu şey, özenle
bakılıp beslenecek olan bir tohumdur; insanı, gerçek-tam insan yapacak olan
kişinin kendi gerçek benidir.

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir.

İşte “Yunus Emre” adlı bu belgesel tasavvufun ve bütün büyük mistik akımların
temel konusu olan “kendini bilme” meselesine ışık tutmaya çalışmaktadır.
Bu belgesel, bilinenin ötesinde bir şeyler arayanlar içindir.



Kaynak
Semra Sander


Ünlü bir Hint mistiği olan Osho’nun da işaret ettiği gibi insana kadar evrim
mekanik ve doğaldır, kendi kendine oluşur. Bilinç ise insanla birlikte doğar ve
bireyselliği yaratır. Bilinçten önce bireysellik yoktu, yalnızca türler vardı.
Bilinçle birlikte bireyselliğinin yani kendinin farkına varan insan artık
yalnızdır. Gelişme ya da gelişmeme, daha yüksek bir bilinç düzeyine doğru evrim
geçirme ya da gerileme özgürlüğü ve seçimine sahiptir.

Kısacası, bilinçli evrim insanla başlamıştır ama bu, ancak insan onu başlatmayı
seçtiği zaman olur.

Tasavvufa göre, normal insani aklımız maddenin ötesini göremez. Oysa şeylerin
meydana çıkması ruh ve maddenin birleşmesiyle olur. Doğası gereği görünmez olan
ruh sadece beden vasıtası ile görünür. Ruh, maddenin ve ebediyetin bilgisini
elde edebilmek için bu gelip geçici bedene sıkı sıkıya bağlıdır. Sonsuzu,
sınırsızı anlayabilmesi için sonluyu, sınırlıyı bilmesi gerekir. İnsanın
sonsuzun bilgisine, Marifete (ilahi bilgiye) ulaşabilmesi için son derece
hassas, latif ve anlaşılması zor bir yeteneği vardır. O da kalb’tır, gönüldür.
Herşeyin özünün bilgisi kalb’de mevcuttur. Çünkü Allah, kendinden bir parça olan
ilahi bilinci, kalbin en derinine gizlemiştir. O, insanı Allah’a götürecek, O’nu
tanıyıp tanıtacak olan saf bilinçtir. Ben denilen varlık hakikatte odur.

Ancak nasıl bir çiçek tohumu henüz bir çiçek değilse ve çiçek olabilmesi için
tohumun toprağa ekilip su verilmesi gerekiyorsa içimizdeki o ilahi bilinç
tohumunun gelişebilmesi için de bedenin ve kişiliğin ihtiyaç duyduğundan farklı
bir besine ihtiyacı vardır. İşte insanın özgürlüğü ve seçimi burada devreye
girmektedir. Ya tohumu ekip besleyecek ya da olduğu gibi eksik insan olarak
kalacak…

Kalb’de Gizli bulunan bu tohumu yeşertmeden yaşamak, gerçek hayat değildir.
Ruhsal gözler tamamen açılmadan yani kalb tamamıyla ışıkla dolup gerçek
benliğimizi görmeden bizler Uyanık, bilinçli değilizdir. Tasavvufa ya da diğer
büyük mistik akımlara göre normal haliyle insan sadece isim olarak insandır,
gerçeği görmesini engelleyen göz bağıyla dönüp Duran dolap beygirlerine benzer.
Maddi bedeni ya da insan psikolojisini tanımak kendini tanımak değildir.

Nitekim Yunus Emre de

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir

diyerek insanın hakikate ulaşması için kendi içine dönmesi gerektiğini
söylememiş midir?

Çok cehd edip istedim
Yeri göğü aradım
Hiç mekanda bulmadım
Buldum insan içinde

Yunus Emre’nin şiirleri bir bakıma kişinin kendini tanıması için bu içe
dönüşünün söze dökülüşü iken efsanevi hayat öyküsü de bu içe dönüşün sembolik
anlatımıdır adeta.

İşte Yunus’un şiirleri ve hayat öyküsünden yola çıkılarak hazırlanan bu
belgesel, tasavvufun ve bütün büyük mistik akımların temel konusu olan “kendini
tanıma” ve “içe dönme” meselesine ışık tutmaya çalışmaktadır.

Bu belgesel, bilinenin ötesinde bir şeyler arayanlar içindir.



Kaynak
TRT Radyo Televizyon Dergisi


Yunus Emre Belgeseli Çekiliyor...

TRT, "Yunus Emre" adlı belgesel programın çekimlerine Eskişehir'de başladı.
Mevlana ve Hacıbektaş belgesellerini de çeken Yönetmen Semra Sender, yaptığı
açıklamada, belgeselin modern ve çağdaş bir yapım olacağını ve tasavvuf
felsefesinin gerçek boyutlarını yansıtacağını söyledi. Merkeze bağlı Emirceoğlu
Köyü, Çalkara Köyü ve şelalesi ile Seyitgazi'nin Kırka Beldesi'ne bağlı Kümbet
Köyü'ndeki çekimlerin tamamlandığını ifade eden Sander, Mihallıçcık İlçesi'ne
bağlı Yunus Emre Beldesi ile Çifteler İlçesi'ne bağlı Sakaryabaşı mesire
alanında da çekim yapılacağını bildirdi.

Kaynak
Millî Gazete, 08.11.2004


TRT'de "Yunus Emre" Belgeseli
Mistisizmin temel konusu olan "kendini tanıma" meselesi ele alınıyor.

TRT tarafından gerçekleştirilen 13.yy.Türk tasavvuf hayatının üç büyük sufisi
Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli'den sonra "Yunus Emre" belgeseli de tamamlandı.
Yapım ve yönetimi Semra Sander tarafından gerçekleştirilen 55 dakikalık
belgeselin görüntü yönetmenliğini Erol Yazıcı üstlenmiş. Yunus Emre'nin şiirleri
ve hayat öyküsünden yola çıkılarak hazırlanan belgesel, tasavvufun ve bütün
büyük mistik akımların temel konusu olan "kendini tanıma" ve "içe dönme"
meselesine ışık tutmaya çalışıyor.

8 Mayıs Pazar günü TRT-2'de saat 19.00'da yayınlanacak belgeseli, bilinenin
ötesinde bir şeyler arayan izleyicilerin kaçırmamasını öneriyoruz.

Filmin Künyesi
Yapım-Yönetim - Semra Sander
Metin - Semra Sander
Kamera - Erol Yazıcı
Kurgu - Sibel Tekin
Seslendiren - Mehmet Atay
Özgün Müzik - Can Atilla
Oyuncular - Meryem Bayar
Levent Köylü

Kaynak
TRT Web Sitesi 07.05.2005